Marmara istibdada karşı ayakta!
(15.02.2017) 686 sayılı KHK ile üniversitede yapılan tasfiyenin yoğunlaştığı üniversitelerden olan Marmara Üniversitesi günlerdir ayakta. İhraç edilen akademisyenlerin üniversiteye gelmesi vesilesiyle Göztepe Kampüsü'nde başlayan eylemler dün Hukuk Fakültesi'nin yer aldığı Haydarpaşa kampüsünde bugün de İletişim Fakültesi'nin bulunduğu Nişantaşı'nda devam etti.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki eylem 12 Eylül Anayasası'nı değiştiriyoruz yalanı ile başlayan serüvenin 12 Eylül cuntasını tamamlayan bir istibdad rejimi inşasına yönelmesi dolayısıyla son derece çarpıcı görüntülere sahne oldu. İhraç edilen akademisyenlerden Marmara Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ķaboğlu, Yrd. Doç. Dr. Ceren Akçabay, Araştırma Görevlileri Can Yalçın Armutçuoğlu ve Hülya Dinçer eylemde söz alarak istibdada karşı üniversitenin sesini yükselttiler ve her biri yaşananların nasıl hukukun ve anayasanın ayaklar altına alınması olduğunu tüm bunlara karşı asla yılmayacaklarını ve mutlaka geri döneceklerini söyleyerek kararlılıklarını ifade ettiler. Profesör Kaboğlu, genel olarak yapılanların Anayasa'ya ve hukuka aykırı olduğunu vurgulayan ve verilemeyecek hesaplarının olmadığını ifade eden bir konuşma yaptı. Ceren Akçabay üniversitede kalanlara seslenerek yaşananlar karşısında susanların bilim insanı sayılamayacağını ve öğrencilerini onlara emanet etmediklerini vurguladı. Hülya Dinçer ise haklı ve meşru olanın kendileri gibi mücadele edenler olduğunu söyledi. Marmara Hukuk Fakültesi mezunları da eylemde yer alarak akademisyenlere sahip çıktı. Bir gün önce Göztepe kampüsünde akademisyenlere ve öğrencilere saldıran faşist çete Haydarpaşa'da da ortaya çıktı ancak fakülte kantininde toplanıp bir kaç slogan atan faşistler yapılan kitlesel eyleme herhangi bir saldırıda bulunamadılar.
Nişantaşı Kampüsü'nde yapılan eylemde de benzer vurgular öne çıktı. İhraç edilen akademisyenlerden Uraz Aydın, işçilerin yasaklanan grevlerine ve baskıların artmasına işaret ederek yapılanların tüm topluma yönelik olduğunu vurguladı. Böylesi dönemlerde direnişi ve eleştirelliği içermeyen bir bilimin mümkün olmadığını bu ilkeleri fakültenin duayen hocalarından öğrenip bugünlere taşıdıklarını belirten Aydın, mücadeleye devam ederek taşıdıkları mirasa layık olacaklarını söyledi. Emre Tansu Keten de eleştirel gazetecilik yapmanın bedelinin işten atılmak olduğu bir ortamda akademisyenliği seçtiğini ancak yine de sonucun aynı olduğunu söyledikten sonra mücadeleyi sürdüreceklerini, direneceklerini ve mutlaka kazanacaklarını ifade etti. Aynı KHK ile ihraç edilen Eğitim-Sen Marmara Üniversitesi işyeri temsilcisi Egemen Cevahir de bir söz alarak Pazartesi günü gerçekleşen faşist saldırı ile ilgili olarak bu saldırının polis ve özel güvenliğin nezaretinde gerçekleştiğini gerekli önlemlerin alınmamasında Marmara Üniversitesi rektörü Emin Arat'ın sorumluluğu olduğunu belirtti. Egemen Cevahir'in rektörü istifaya davet etmesinin ardından kitleden "rektör istifa" sloganları yükseldi.
Haydarpaşa ve Nişantaşı'nda, her iki eylemde de akademisyenler öğrencileriyle birlikte "kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet" sloganlarıyla fakülteden çıktılar. Her iki eylemde de ne bir hüzün ne de bir umutsuzluk kırıntısı mevcuttu. Tam tersine öğrencileri ve meslektaşları ihraç edilen akademisyenlerle bir kez daha gurur duydular. Mücadeleyi büyütmek üzere kararlılığı ve dayanışmayı büyüttüler.
Marmara Üniversitesi'nin eylemleri Perşembe günü Anadolu Hisarı kampüsünde ve Cuma günü Marmara Üniversitesi Başıbüyük sağlık yerleşkesinde devam edecek.