Fabrikalardan Haberler

Gerçek Gazetesi'nin her ay düzenli olarak yayınladığı "Fabrikalardan Haberler" köşesi Ekim ayında da Bursa'dan Antalya'ya, Manisa'dan Bilecik'e kadar önemli işçi merkezlerinden haberlerle dolu.

 

Haklarımızı nasırlı ellerimizle söke söke alacağız!

Merhaba arkadaşlar. Ben Bilecik’in Osmaneli ilçesinden, Delta Plastik fabrikasında çalışan bir işçiyim. Bayram öncesi fabrikada çalışan her işçinin maaşından 200 lira kesildi. Buna gerekçe olarak da keyfi olarak belirledikleri “10 dakika” yemek molasına uymadığımızı, 10 dakikadan fazla yemek molasında kaldığımızı söylediler. Oysa biz biliyoruz ki; İş Kanunu’na göre 7,5 saatten fazla çalışan işçilerin günde 1 saat mola verme hakları vardır. Biz 10 dakikalık iki çay molası ve 10 dakikalık bir yemek molası veriyoruz. Benim bu ay 28 saat mesaim kesildi. Bu tarz keyfi kesintilerle sürekli karşılaşıyoruz. Yaptığımız fazla mesaileri de elden veriyorlar. Sigorta primimizden çalıyorlar, farkında değiliz sanıyorlar. Biz her şeyin farkındayız! Keyfi işten çıkarmalar aldı başını gidiyor. 2 arkadaşımız 2 hafta arayla “servis beklerken sigara içtikleri” gerekçesiyle işten çıkartıldı. Bizim duyduğumuza göre patron “ben oradan geçerken nasıl sigara içebilir” diyerek işten çıkartılması talimatını vermiş. Fabrikada çalışan bütün işçiler bu durumdan şikâyetçi ve oldukça öfkeli. Şimdi, bizim yapmamız gereken bu haklı öfkeyi mücadele azmine çevirmek ve birleşerek hakkımız olanı kazanmak. Biz hakkımız olan her şeyi birleşerek ve mücadele ederek kazanacağız. Tarih bize göstermiştir ki işçilere hakkı olanı kimse hediye etmemiştir. İşçiler nasırlı elleriyle söke söke almıştır!

Osmaneli’den Delta Plastik işçisi

 

Korteks'te mobbing devam ediyor!

Gün geçmiyor ki emekçilerin yaşadığı sıkıntılara bir yenisi daha eklenmesin. Servis hizmeti, yemek hizmeti vb. haklarda yaşadığımız sorunlar yetmezmiş gibi bir de işçiler çalıştıkları birimlerde ilk amirlerinden mobbing görüyorlar. Bir arkadaşımız daha fazla dayanamayıp işi bıraktı. Daha önceki tatillerde kendisinin mesaiye geldiğini belirterek Kurban Bayramı'nda izin istemesi üzerine gördüğü baskıdan dolayı istifa etti. İşini gayet düzgün yapan bir arkadaşımız olmasına rağmen sırf mesaiye geldin gelmedin konusundan yoğun bir şekilde kontrol ve baskıya maruz kaldığı için Korteks fabrikasındaki defteri kapatmaya karar verdi. Çıkış esnasındaki haklarını alabilmek için dava açmayı düşündüğünü belirtti.

Geride kalanlar ise üzerlerine binen ekstra iş yükünden dolayı durumdan rahatsızlar ancak baskılardan dolayı kimse çözüm bulmaya çalışamıyor henüz. Aslında çözüm nettir. Fabrikalarımızda, çalıştığımız tüm ortamlarda bizlere uygulanan baskılara ve haksızlıklara karşı birlik olup, ortak ses yükseltmek.

Bursa Korteks işçisi

 

Hep beraber kazanacağız!

Yıllardır Manisa’da çeşitli fabrikalarda çalışırken hep sendikalı bir fabrikaya girebilsem diye umut ettim. İkramiyelerim olsun, sosyal yardımlarla insani şartlarda yaşanılabilir bir ücretim olsun, baskı olmasın huzurla çalışıp hem üretip fabrikama kazandırayım hem de kendim kazanayım düşüncesiyle iş araştırırken rüzgârgülü ve uçak kanadı üreten Telateks’e işbaşı yapmak nasip oldu. Bir de DİSK’te örgütlü olduklarını öğrenince tamam dedim tam aradığım yer. Fakat o kadar çok sorunlarla karşılaştım ki 5 ay asgari ücretle deneme süresi, yönetim sürekli mobbing uyguluyor, yağmurlu havada oturabileceğin bir kamelya dahi yok. Yılda 3 maaş ikramiye ve ayda 78 TL sosyal yardımla Manisa Organize Sanayi’nin en kötü toplu sözleşmesinden birine imza atılmış. “Nasıl olur?” diye sorguladım. Patron toplu sözleşme döneminde sendikal tecrübeye sahip bir adamla anlaşmış, işçilere baskı uygulayınca sendikadan istifa edenler olmuş. Anladım ki suç sendikada değil. İşten atılan arkadaşlarımız olduğunda dahi yapabildiğimiz tek şey sendikaya haber vermek. Şimdi doğru yolu bulmaya başlamalıyız. Komiteler kurmalı, psikolojik üstünlüğü patronun elinden alıp biz çalışanlara geçirmeliyiz. İçeride işçilerden oluşan bir denetleme kurulu oluşturmalı, baskı ve işten çıkarmalara set kurmalıyız. Fabrika dışında toplantılar ve aktiviteler yapıp birliği kalabalık ve güçlü hâle getirmeliyiz. 2018 toplu sözleşmesinde hayal ettiğimiz sözleşmeyi fabrika yönetimine ancak bu şekilde imzalatabilir, baskılardan kurtulup onurlu bir çalışma ortamı yaratabiliriz. Biz şartlar ve durum ne kadar zor olursa olsun izleyeceğimiz yolu arkadaşlarımıza da anlatacağız. Hep beraber kazanacağız. YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!

Manisa Telateks’ten bir işçi

Eşit işe eksik ücret!

Merhaba, ben savaştan ötürü Suriye'yi terk etmek zorunda kalan biriyim. Burada tekstil işçiliği yapıyorum. Tüm işçiler kadar çok çalışıyorum, aynı işleri yapıyorum. Ama hiçbir hakkım yok. Hatta 24 saat durmaksızın çalıştırıldığım oluyor. Kötü muamele görüyorum. Eğer herhangi bir şeye itiraz edersem hemen kapı gösteriliyor. Ayda sadece 600 lira alıyorum! Ben eşit olmak, hak hukuk sahibi olmak istiyorum. Araplar, Türkler, Kürtler kardeştir. El ele daha güzel günlere...

İstanbul'dan Suriyeli bir tekstil işçisi
 

Turizmde 2016 patronların yılı oldu 2017 bizim olacak

Merhaba, ben Antalya Beldibi bölgesinden bir turizm işçisiyim. Her sene olduğu gibi bu sene de 6 ay iş sonrası 6 ay askı dönemi başladı. Her sezonda günde 12 saat çalıştırıp, haftalık izinlerimizi kullandırmayan, bayramlarda bile ailemizle buluşmamıza izin vermeden sürekli çalıştıran patronlar, bu yıl da bütün sezon boyunca “turizmde kriz var” bahanesiyle bizi iki kat kullandılar. Sürekli olarak iki kişinin yapacağı işi tek kişiye yaptırıp, ücretsiz fazla mesai yaptırarak resmi tatilleri bile elimizden aldılar. Bunlara karşı her sesimizi çıkartışımızda ise “Turizmde kriz var, beğenmiyorsan başka bir işe git” dediler. Krizi bahane edip bizleri köle gibi çalıştıranlar, hükümetten destek kredisi alıp sağda solda 5 yıldızlı yeni oteller diktiler. Artık bu gidişata bir “dur!” demenin vakti geçiyor gibi gözükse de, bugünden itibaren hazırlanıp bir dahaki sezon “dur” diyeceğiz! Bugünden itibaren bu gidişatı sonlandırmak için ben ve benim gibi turizm işçileri birlikte hareket ederek ve sendikalaşarak hakkımızı arayacağız! 2016 yılı patronların sefa yılıysa, 2017 yılı da turizm işçilerinin mücadele yılı olacak! Artık yılın 6 ayı köle gibi çalışıp, 6 ayı aç kalmayacağız! Askıya karşı ve yapılan tüm haksızlıklara karşı turizmde çalışan bütün işçilerle birlikte mücadele edeceğiz!

Antalya Beldibi’nden bir turizm işçisi

Adaletsizliği turizm işçileri bitirecek

Antalya’da turizm sezonunun sonu yaklaşırken, şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, bu sezonu biz turizm işçileri açısından özetleyebilecek en uygun kelime "kölelik" olurdu.

Kölelik kelimesinin neden en uygun olduğunu açıklamak gerekir. Çalışma saatlerimiz en temel hakkımız olan 8 saat çalışma süresini de geçiyor, hatta 10-12 saati bile aşıyor! Sezon boyunca barınma ve yaşama için bize tahsis edilen lojmanlarda, tek göz bir odada, 6-7 kişi kalıyoruz, nefes alabilecek alan bile bulamıyoruz. Yemek derseniz, aynı rezalet…

Hepimiz Türkiye’nin farklı şehirlerinden Antalya’ya gelip; evimize, ailemize, kendimize iyi bir gelecek kurabilme hayaliyle çalışan işçileriz. Sırf bundan dolayı bu köleliğe ses çıkartmıyoruz, fakat artık sabrımız taştı! Özellikle bu sezon “kriz var” diyerek bizim üzerimize daha çok gelenlerin, Antalya’nın her bir karış toprağına yeni otellerini dikmeleri bu adaletsizliği bitirmemiz gerektiğinin en büyük kanıtıdır.

Antalya Belek’ten bir turizm işçisi

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.