Polis şiddeti artarken, kitleler geri adım atmıyor
Fransa’da İş Yasası tasarısı karşıtı eylemlerle başlayan hareket, Nuit Debout (Bütün Gece Ayakta) adıyla anılan meydanlar hareketi ve öğrencilerin üniversite ve lise işgalleriyle devam ediyor. Neredeyse bir haftalık aralıklarla tüm Fransa çapında düzenlenen son eylemlerde, özellikle de üniversitelerin tatiline denk gelen 20 Nisan eyleminde kitlesellik önceki yürüyüşlerin oldukça altında kalmıştı. Bu koşullar altında, hareketin yeni bir dönemeci alarak yoluna devam edip edemeyeceğini görmek amacıyla gözler, büyük sendika konfederasyonlarının genel grev çağrısı yaptığı 28 Nisan’da gerçekleşecek eylemlere dikilmiş vaziyetteydi.
28 Nisan günü, beklenenin altında kalan kitlesellik, muhtemelen bunu fırsat bilerek hareketi sona erdirmek isteyen polisin de kontrolsüz saldırılarını tetikledi. Neredeyse bütün büyük yürüyüşlere polis saldırırken, Rennes kentinde gözünden plastik mermi ile vurulan bir eylemci tek gözünü kaybetti. Fransa’nın en büyük ikinci kenti olan Marsilya’da ise, eyleme gaz bombaları ve plastik mermilerle saldıran polis, 16 yaşında liseli bir genç kızın acile kaldırılıp 6 gün iş göremez raporu almasına sebep oldu. Dahası, kitle ile polis arasına girerek kitleyi korumaya çalışan, “Solidaires” adlı sendikaya ait kamyonetin şoförüne eylemden sonra her şey bitmişken plastik mermilerle saldırarak boğazından vurdular. Marsilya’da günün belki de en önemli gelişmesi ise eylemin hemen ardından yaşandı. Eylemden bir gün önce, Marsilya kenti ve çevresinde demiryollarını neredeyse durma noktasına getiren güçlü bir grev gerçekleştirmiş olan demiryolu işçilerinin bizzat talep etmesi üzerine, kitlenin bir kısmı, Marsilya garını işgal etti. İşgale karşı hızla harekete geçen polis ellinin üzerinde kişiyi gözaltına alarak işgali bitirse de, tek başına işçilerden gelen bu işgal talebi dahi hareketin ulaştığı noktayı göstermesi bakımından önemli.
Polis saldırıları eylemlerle sınırlı kalmazken, 28 Nisan gecesi, Nuit Debout hareketiyle özdeşleşen ve her gece çeşitli etkinlikler ile tartışmalara ev sahipliği yapan Paris’in République meydanı da polisin gaz bombalı saldırısıyla boşaltıldı. Bu saldırıda 24 kişi gözaltına alınırken, dört gün önce işgal edilmiş olan Odéon tiyatrosu da, polis saldırısının hedefi oldu. Saldırılarını meşrulaştırmaya çalışan hükümet ise, burjuva medyasıyla birlikte, Türkiyeli kitleler için çok tanıdık olan, eylemin içine sızmış “birkaç yüz provokatör” yalanını sahneye sürmüş vaziyette.
Hareket ilk kitleselliğini kaybetse de, bütün bu çabalara rağmen eylemlerin önemli bir seviyeyi koruyarak devam etmesi, üstüne üstlük işçiler, göçmenler ve öğrenciler arasında önemli birliklerin kuruluyor olması, safları da gitgide netleştiriyor. 28 Nisan eylemleri sonrası, 2017 için tekrar aday olan Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, Nuit Debout’nun yasaklanması gerektiğini, eylemcilerin “beyin yoksunu” olduğunu ve “manipüle edilmiş liseliler”den ibaret olduklarını söyledi. Belki daha da önemlisi ise, Fransa’daki ön-faşist parti Front National’in (Ulusal Cephe, FN), ilk başlardaki ikircikli tutumuna son vererek açıkça hareketin karşısında ve patronların yanında tavır alması oldu. Partinin genel başkanı olan Marine Le Pen’in yeğeni ve FN milletvekili Marion Marechal-Le Pen, Nuit Debout’nun medyanın yarattığı yapay bir oluşum olduğunu söylerken, partinin genel sekreteri ve eski gençlik lideri Nicolas Bay, hareketin ilk zamanlarda tüm Fransızları topladığını iddia edebilecek olsa da gerçek yüzünün farklı olduğunun görüldüğünü yazdı. Fransa’nın küçük kasabalarına kadar yayılmış olan hareketi, Paris entelektüellerinin işi olmakla suçlarken bir de République Meydanı’na gelen filozof Alain Finkielraut’un kovulmasının hareketin anti-demokratikliğini gösterdiğini iddia etti. Yazıda bahsedilen Alain Finkielraut, Siyonizm destekçisi, şerbetli bir sağcıdır. Bravo Fransa’daki yoldaşlarımıza ki, ucuz bir liberal demokrasi söylemine kanmayıp, hareketlerinin içinden def etmişler bu Siyonisti! İş yasası karşıtı hareketin, FN’nin “işçi dostu” maskesini düşürmesinin belki de en önemli göstergesi ise, FN’nin yıllar sonra ilk kez, 1 Mayıs’ta yürüyüş düzenlememeye karar vermesi. Kendileri bunu yeni metotlar bulma arayışı olarak izah etmişler, kaç kişiyi inandırabilecekleri ise şüpheli.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mayıs 2016 tarihli 79. sayısında yayınlanmıştır.