Antalya'da gecekondulara ve ardiyelere yıkım!
Antalya'nın Muratpaşa İlçesi'ndeki Haşim İşçan Kültür Merkezi yanında yer alan, yaklaşık 25 yıldır ikamet yeri olarak da kullanılan gecekondular ve geri dönüşüm işçilerinin kullanımında olan ardiyeler, Muratpaşa Belediyesi yıkım ekiplerince çevik kuvvet ve zabıta ekipleri desteğiyle 21 Mart Pazartesi günü sabah 06:00 sularında yıkıma başlandı.
CHP'li Ümit Uysal'ın başkanlığındaki Muratpaşa Belediyesi, müteahhit işbirliğiyle onlarca kişinin ekmek kapısı ve barınma yeri olan bu gecekondular ve ardiyelerdeki işçileri ve ailelerini öncesinde hiçbir yazılı ya da sözlü tebligat yapılmaksızın sokağa attı. Geri dönüşüm işçilerinin aktif şekilde kullandığı ardiye noktalarının bulunduğu bölgeyi sabah saatlerinde belediyenin yıkım ekipleri hiçbir hukuki gerekçe sunulmadan yıkıma girişti. Gecekonduların da bulunduğu mahallede yine bu gecekondularda kiracı olarak yaşayan ve inşaatlarda elektrik işleriyle geçimini sağlayan işçiler de bulunmakta. İçlerinde çocuk işçilerin de olduğu güvencesiz çalışan olarak hayatlarını sürdürmeye çalışan işçilerin barınma yerleri olan gecekondulara sabahın erken saatlerinde başlayan yıkım çalışması gün boyu sürdü. Gecekondu sakinleri yıkıma engel olmak adına konuşmak için bir muhatap arasalar da çabaları sonuçsuz kaldı.
AKP hükümeti tarafından geçtiğimiz ay Avrupa Birliği (AB) uyum yasası gereği birçok yasa düzenlendi. Bunlardan biri de "Atık Yönetmeliği Kontrol Planı" idi. Yasa 2005’te çıkartıldı ve 2011’de revize edildi. Yasa şöyle: "Sokakta yetkilendirilmesi olmayan hiç kimse ve hiçbir kuruluş atık toplayamaz. Dolayısıyla sokak toplayıcılarının atık alması, toplaması yasaktır." Bu düzenlemeden sonra geri dönüşüm işçileri, hayatlarının yaşanmaz hale geldiğine dikkat çekiyor. AKP hükümetinin bu düzenlemesi ayrıca işçilerin mesleki devamlılığına zarar verdiği gibi, türlü sermayedarların firmaları için de bir hediye oldu. Tüm bunların ışığında, yaşadıkları bunca zor şartların üstüne bir de evlerinden ve ardiyelerinden olmaları, işçilerin kızgınlıklarının artmasına, ailelerinin de gözyaşlarına boğulmasına neden oldu. Mevsimin bahar olmasına rağmen yaşanan kış ertesi günlerin Antalya'da oluşturduğu soğuk hava iklimi de sokakta kalan işçilerin ve ailelerinin sağlığını tehdit ediyor.
Yıkımın başladığı andan sonra işçilerin bazıları "Burayı biz yaptık, biz yıkarız!" diyerek ellerindeki balyozlarla evlerinin ve ardiyelerin duvarlarını ve camlarını yıkmaya çalıştı. Yakınları tarafından sakinleştirilen işçilerden biri "Zaten yapacağımız en son işi yapıyoruz. Çöp topluyoruz! Şimdi daha ne yapalım? Hırsızlık mı yapalım, gasp mı edelim, cinayet mi işleyelim? Suç işleyelim sizin gibi?" diyerek öfkesini dile getirdi. Bir elektrik işçisinin annesi de: "Yahu bize deselerdi ki '3 güne çıkın, burayı yıkacağız!', vallahi çıkardık. Ama dün bizim ev sahibi diyor ki 'Çıkma, evi yıkmayacaklar, ben onlarla konuştum, avukata söyledim.' diyor. Biz de çıkmayı hiç düşünmedik evimizden. Zaten istesek de çıkamıyoruz. Bak o karşıdaki apartmandaki kiralık evi sorduk, 'Nerelisiniz?' dedi ev sahibi, Batmanlı olduğumuzu söyledim, 'Kürde evim yok benim!' dedi bana. Hani şimdi ben n'apayım kurban olayım?" şeklinde çaresizliğini dile getirdi.
Yıkım alanında bunlar yaşanırken, yıkım bölgesinin hemen yanında lüks aracıyla ve takım elbiseli, silahlı özel güvenliklerin koruduğu aracın içerisinden iştahla yıkımı seyreden müteahhite de işçilerin tepkisi büyüktü. Antalya Emniyeti'nin herhangi bir "direniş endişesiyle" çevik kuvvet ekibiyle yıkımı kontrol etmesi de dikkatlerden kaçmadı. Antalya'da 2011 yılında zorlu bir süreç ardından kurulan Antalya Geri Dönüşüm İşçileri Derneği de sürecin takipçisi olacaklarını ve bu konunun peşini bırakmayacaklarını da aktardılar. İşçilerin ev arayışları, sokağın ortasında öylece duran eşyalarıyla devam ediyor.