DİSK 15.Genel Kurulu'nda ilk gün tamamlandı
DİSK 15.Genel Kurulu Pendik Green Park Otel'de yapılıyor. İlk gün siyasi parti, kitle örgütleri, yerli ve uluslararası konukların konuşmalarıyla tamamlandı. Genel Kurul, Genel Sekreter Arzu Çerkezoğlu'nun konuşmasıyla başladı. DİSK adına katılımcıları selamlayan Çerkezoğlu, DİSK'in işçi sınıfının özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesinin simgesi olduğunu söyledi. Ardından DİSK Genel Başkanı Kani Beko kürsüye geldi. Beko, kıdem tazminatına yönelik saldırılara genel grevle cevap vereceklerini söyledi. "Bu yasa meclise gelirse, meclisi işgal ederiz" diyen Beko, DİSK'in üretimden gelen gücü kullanacağını söyledi.
Soylu Genel Kurul'dan kovuldu
Genel Kurul'a DİSK'in daveti üzerine AKP'li Çalışma Bakanı Süleyman Soylu da katıldı. Soylu'yu DİSK'li işçiler sloganlarla protesto etti. "Hırsız, katil Erdoğan", "kıdeme uzanan eller kırılsın", "katiller dışarı" sloganları üzerine Soylu Genel Kurul'u terk etti. Kani Beko ve bazı sendikacıların el işaretleriyle işçileri susturmak istemesi dikkat çekti. Gerek Kılıçdaroğlu gerekse Kani Beko, konuşmalarında "keşke konuşsaydık" diyerek Soylu'nun kovulmasını onaylamadıklarını belirttiler. Akşam saatlerinde ise "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla soruşturma başladığı haberi geldi.
Patron partisi CHP kürsüde
Düzen partileri de Genel Kurul'da yer aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kürsüde "birleşme çağrısı" yaptı. Kılıçdaroğlu, "Bütün dikta yönetimleri sendikalara karşıdır, ortak eylemler yapmak, çabaları ortaklaştırmak zorundasınız. Böl ve yönet öteden beri söylenir. Bölünmeden yola devam etmek gerekir. Küçük ayrıntılarla bölünmek birilerinin ekmeğine yağ sürmektir. Birlikte olduğumuz takdirde yapamayacağımız devrim yoktur." Adeta karşısındaki işçilere akıl veren Kılıçdaroğu birleşme çağrısı yaparken, dikta yönetimi olarak ifade ettiği AKP'yle 7 Haziran'dan sonra koalisyon pazarlıklarını, anayasa komisyonuna katılımı bir kenara bırakmış oldu. Gelir dağılımı adaletsizliğinden bahseden Kılıçdaroğlu, partisinin burjuvazinin has örgütü TÜSİAD'la olan ilişkisini gündeme getirmedi.
Genel Kurul'da siyasi kurumlar ve kitle örgütleri söz aldı
Kılıçdaroğlu'nun ardından HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş kürsüye geldi. Demirtaş, vahşi kapitalizmi ve AKP'yi eleştirdi. Kürt sorununa değinen Demirtaş, "Cizre’de silahlar sussa ülkeye barış gelmiş diyebilecek miyiz?" diye sordu. Demirtaş'ın konuşmasından sonra yemek arası verildi. Aradan sonra siyasi partiler ve kitle örgütleri kürsüden konuşmalarını yaptılar
Genel Kurul'da Şişecam işçileri de söz aldı. "Şişecam işçisi yalnız değildir" sloganlarıyla kürsüye çıkan Şişecam işçisi, Şişecam patronu ve Kristal-İş genel merkezine karşı sürdürdükleri mücadeleyi anlattı. "Biz cam işçileri olarak baskı ve sürgün politikalarına karşı boyun eğmedik" diyen Şişecam işçisi direnişin 101. gününe geldiklerini, sendikaların işini yapması gerektiğini ifade etti. Sarı sendikalar ve sendikacılar istemediklerini belirten direnişçi işçi, sloganlarla konuşmasını tamamladı.
Devrimci İşçi Partisi: Gerçek bir genel grev hazırlığı yapmalıyız!
Devrimci İşçi Partisi'ni temsilen Genel Başkan Yardımcısı Levent Dölek kürsüden seslendi. DİP temsilcisi, direnişteki SCA, MATA ve Şişecam işçileri ile yakın zamanda sarı sendikayı yenilgiye uğratan Renault işçileri şahsında Genel Kurul'u selamladı.
Süleyman Soylu'nun Genel Kurul'u terketmesini "işçi düşmanları yaptıklarının bedellerini ödemek zorundadırlar, buna alışmak zorundadırlar" diye ifade eden DİP temsilcisi, "işçi düşmanları hakettikleri cevabı alacaktır" dedi. DİP olarak işçi sınıfının gündeminin başlıca gündem olmadığı, siyaset sahnesini belirlemediği koşullarda sorunların çözüm bulmayacağını vurguladı. Bu minvalde DİP'in yürüttüğü sınıf sorunlarını ele alan kampanya ve çalışmaları aktardı.
Hayatı durdurmadığımız anlamda sendikaların örgütlediği eylemlerin protesto olarak kaldığını söyleyen DİP temsilcisi, "kıdem tazminatını koruyacaksak, 657'ye dokundurtmayacaksak gerçek anlamda şalterlerin ineceği, çarkların duracağı, hizmetin hiçbir şekilde verilemeyeceği, bu ülkenin tüm yönetenlerinin işçilerin emekçilerin gücünü tam olarak anlayacağı gerçek bir genel grev, gerçek bir genel direniş ile bu mücadeleyi ileriye taşıyabiliriz" dedi.
"Bu savaşa son verecek, kardeşliği tesis edecek birinci güç de işçi ve emekçilerin kardeşliğidir" diyen Dölek, bu anlamda "yaşasın işçilerin birliği dediğimizde yaşasın halkların kardeşliğini de eklememiz gerekmektedir" dedi. Dölek konuşmasına şöyle devam etti: "DAİŞ'in petrolünü kendi rafinerisinde aklayan, kendi işçilerini açlığa mahkum edip işten atan Koç'tan bekleyecek çözümümüz, bekleyecek demokrasimiz yok. Avrupa emperyalizminin temsilcisi Merkel'den de yok, Amerika emperyalizminin temsilcisi Obama'dan da yok. Bir çözüm olacaksa ekonomik ve sosyal sorunlarımız da dahil olmak üzere, işçinin çözümü olmak durumundadır. Ve şunu iyi biliyoruz, katliamların hesabını soramadığımızda her seferinde yeni katliamlarla karşılaştık." Katliamların hesabının sorulmasının işçi sınıfının üzerindeki sorumluluk olduğunu sözlerine ekledi. Savaşın bitmesinin, barışın gelmesinin AKP'yi yenmekle olacağını vurguladı.
"Bu hükümeti yenecek güç sadece ve sadece işçi sınıfında var" diyen DİP temsilcisi, bu gücü açığa çıkartmak için örgütlerimize, sendikalarımıza sahip çıkmamız ve denetlememiz gerektiğini vurguladı. "Yanlışlarımızı düzeltmeliyiz" diyen Dölek, geçen sene Birleşik Metal'in grevinin yasaklanmasından sonra sendikanın grev iradesini sürdüremediğini söyledi. Renault işçilerinin Birleşik Metal çatısı altında birleştiğini ifade eden DİP temsilcisi, gelecekteki grevlerin sürdürülebilmesi için elimizde yeterli deneyim ve gücün var olduğunu söyledi. "Yaşasın devrim, yaşasın sosyalizm, yaşasın işçi mücadelesi" diyerek sözlerini bitirdi.
Konuşmanın tamamını buradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=s-XVgjsWZyY