Davutoğlu Fransa’da terör “karşıtı”, Türkiye’de terör yanlısı!
Yukarıda iki fotoğraf görülmektedir ve bu iki fotoğrafın ortak noktası, ikisinin de cihatçı terör örgütleri tarafından yapılan katliamlar üzerine gerçekleştirilen eylemlerde çekilmiş olmasıdır. Ve başka da hiçbir ortak noktası yoktur.
7 Ocak 2015 tarihinde, Fransa’da yayın yapan Charlie Hebdo isimli mizah dergisine El-Kaide’nin Yemen kolu tarafından yapıldığı açıklanan ve 17 kişinin öldürüldüğü bir saldırı gerçekleştirilmişti. Saldırı dünya çapında büyük ses getirmiş ve dünya kapitalizminin siyasi liderleri tarafından büyük bir lanetle kınanmıştı. Fakat kınamakla yetinmeyip 11 Ocak'ta bu siyasi liderler arkalarında yüzbinlerce kişilik bir kalabalıkla République Meydanı’nda toplanmış ve terörün olmadığı barış içindeki bir dünya için yürümüşlerdi.
Kimler yoktu ki bu siyasi liderlerin içinde! Ortadoğu halklarından milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş emperyalist İngiltere’nin Başbakanı David Cameron, Yunan halkının boğazına yapışmış Avrupa’nın yeni demir leydisi Angela Merkel, Ukrayna faşistlerinin koruyucusu Petro Poroşenko, yıllardır Filistin halkını sistemli olarak katleden ve topraklarını işgal etmeye devam eden Siyonist İsrail’in Başbakanı Benyamin Netanyahu ve DAİŞ’i besleyip büyüten, koruyup kollayan AKP hükümetinin Başbakanı Ahmet Davutoğlu! Ve daha niceleri... İşte o ilk fotoğraf, dünya halklarının baş düşmanları olan emperyalist ve Siyonistleri de barındıran bu katiller, tefeciler çetesinin, ikiyüzlü bir şekilde dünyaya “barış” mesajları verdiği eylemdendi.
Alttaki fotoğraf ise, Kobani’deki Kürt halkıyla dayanışmak için Suruç’ta bir araya gelen, ve basın açıklaması esnasında DAİŞ’in düzenlediği canlı bomba saldırısı ile katledilen 32 gencin anısına düzenlenen eyleme polisin saldırı anını bizlere anlatıyor. Katliamın gerçekleştiği günün akşamında, birçok şehirde eylem çağrısı yapıldı. Bu eylemlerin en kalabalıklarından birisi de İstanbul’daydı. Fotoğrafın çekildiği yer de o gün binlerce kişinin yürüdüğü Beyoğlu’ndaki İstiklal Caddesi. Ve polis, eylem sonunda tazyikli suyla, gaz bombalarıyla toplanan kitleyi dağıtmak için saldırıyor! Üstelik bu eylem, katliamın yaşandığı gün yapılan eylemlerden sadece bir tanesi. Geçtiğimiz bir hafta boyunca ülkenin dört bir tarafında Suruç şehitleri için anmalar, yürüyüşler yapıldı, cenazeler defnedildi. Bir haftadır birçok eyleme ya polis saldırıyor, gözaltı yapıyor, ya da yapılan eylemler polisin baskısı altında gerçekleşiyor. Barış yürüyüşü yasaklanıyor. Terörü bahane edip, DAİŞ’e operasyon kisvesi altında yüzlerce solcu gözaltına alınıyor, bir kısmı tutuklanıyor. Bir kişi yapılan operasyonlarda açıkça infaz ediliyor!
Anlayacağınız Başbakan Davutoğlu Fransa’nın başkenti Paris’te terör “karşıtı”, Türkiye’de ise şehitlerini anmak için bir araya gelen halka terör uygulayan! Suruç için yapılan eylemlerde yukarıda saydığımız katil ve tefeciler çetesinden eser yok. Yüksek güvenlik önlemleri, protokol sıraları, dünyaya servis etmek için toplanmış burjuva medyasından da eser yok.
Çünkü ikinci fotoğrafın ortaya çıkmasına neden olan şey, beslenip büyütülen tekfirci bir terör örgütünün, bu çetenin gerçek düşmanlarından birini hedef almasıdır. Bu saldırının hedefi enternasyonalist dayanışmadır, Kürt halkının haklı direnişinin yanında duranlardır. Barış palavralarıyla tüm dünyada gerçek terörü besleyenlerin, uygulayanların ikinci fotoğrafta yeri yoktur! Onlar ikinci fotoğrafta ancak polisleriyle, TOMA’larıyla kendi kepazeliklerine karşı sokağa çıkan insanlara saldırırken yer alabilirler.
Bizler 32 kardeşimizin katledilmesine sebep olan saldırının faillerini üstteki fotoğraftan gayet iyi biliyoruz. Bizler, Kürt halkının DAİŞ’e karşı verdiği haklı mücadelenin sonuna kadar arkasındayız. Bizler, Ortadoğu’dan bu tekfirci ve katliamcı çeteleri, onları besleyenleri kovmak için, öldürülen 32 kardeşimizin hayallerini süslediği gibi, bütün dünyada bu katillerin, tefecilerin bir tanesinin bile kalmayacağı günler için mücadele ediyoruz.
Ortadoğu’da DAİŞ’i tarihin çöplüğüne gönderene kadar, emperyalistleri ve Siyonistleri bu coğrafyadan defedene kadar mücadeleye devam! Bu coğrafyada yaşayan halklar, inançları ve mezhepleri ne olursa olsun, işçi sınıfının öncülüğünde mücadelesini Ortadoğu Sosyalist Federasyonu’yla taçlandırdığında, işte o zaman bu topraklar halkların kardeşliği kokacak!