Metal işçisinin direnişi kritik dönemeçte
Renault'dan sonra Tofaş ve ardından Coşkunöz'ün iş bırakmasıyla Bursa'daki direniş yeni bir safhaya geçti. İşçilerin talepleri net. Ücretlerin en az Bosch'ta yapılan sözleşmeyle artırılan saat ücretleri düzeyinde artırılması. Türk Metal'den kurtulmak ve hiçbir işçinin işten atılmayacağının patronlar tarafından garanti edilmesi.
Şu anda üretimin durduğu fabrikalardan ikisi Renault ve Tofaş; sektörün dev fabrikaları. Coşkunöz ise bu fabrikaların dışında Ford gibi başka devlerin ana tedarikçilerinden biri. Türkiye'nin bir süre önce ihracat rekorlarıyla övündüğü sektörde, işçiler bu rekorların alınteriyle kazanıldığını görmeyen gözlere göstermiş, duymayan kulaklara duyurmuş oldu bu direnişle.
Binlerce işçi birlik halinde ve bu birlik sayesinde de ne kadar güçlü olduklarını görüyorlar. Karşı taraf ise tüm gücüyle bu birliği bozmayı çalışıyor. Karşı tarafın safları kalabalık. MESS ve MESS'e üye patronlar, Türk Metal sendikası, Hükümet, Vali hepsi karşı tarafta. Ama rolleri farklı. MESS bildirge yayınlıyor, Pevrul Kavlak yanına MHP Genel Başkan Yardımcısı'nı almış işçileri tehdit ediyor. Vali ise arabulucu sıfatıyla olaylara müdahil oluyor.
Vali ile görüşme sonrasında yapılan açıklamalardan maaş zammı üzerinde görüşülebileceği, işten çıkartmanın olmayacağına dair söylemlerin yanında bundan sonraki sürecin Türk Metal'le devam etmesi yönünde telkinler olduğu, Türk Metal çatısı altında temsilci seçimlerinin yapılmasının tartışıldığı anlaşılıyor.
Bu sürece çok dikkatli yaklaşılmalı. Her şeyden önce ne olursa olsun işçi ortak ve birlikte hareket etmeli. Söz gelimi, yanlış bir karar alınsa bile bu karar toplu halde uygulanmalı. Asla kırılma olmamalı. Birlik korunursa yanlış düzeltilebilir. Ancak doğru bile olsa birlik halinde uygulanamayan bir karar, inisiyatifi karşı tarafa verecek ve direnişi kıracaktır. Bunun için taleplerden birini merkeze almak gerekir. Bu da hiçbir işçinin işten atılmamasıdır. Bunu sağlamanın yolu validen, yönetimden ya da Türk Metal'den alınacak bir garanti olamaz. Bunun tek bir yolu vardır; o da işten çıkarma olduğu anda yeniden direnişe geçme kararlılığıdır. Bu gerçekleşmezse diğer taleplerin de bir anlamı olamayacaktır.
Renault'da, Tofaş'ta, Coşkunöz'de ve diğer büyük metal fabrikalarında patronların işçiye istediği zammı verebilecek gücü vardır. Ancak korktukları bu işin arkasının gelmesidir. İşçinin Türk Metal'den kurtularak hakkını arayabilecek bir güce kavuşmasıdır. İşçi, Türk Metal gibi bir insan kaynakları taşeronunda değil de, temsilcisini, şube yöneticisini, genel merkezini kendi seçtiği ve denetleyebildiği bir sendikada örgütlenirse bu gün istenen zammın fersah fersah ilerisindeki haklara birkaç yıl içinde ulaşacaktır. Bu, patronların Türkiye'yi Avrupa'nın Çin'i haline getirme, yani ucuz işgücü cenneti (işçiler için cehennem) yapma hayalinin suya düşmesi demektir. Dolayısıyla MESS ille de Türk Metal diyor. Vali bunun için araya giriyor. Eğer maaş zammını kabul ederlerse, mutlaka yıllar içinde bugünün öncülerinden kurtulmak isteyeceklerdir. Bunu hemen yapmayabilirler. Türk Metal çatısı altında temsilcileri değiştireceklerdir. Belki seçim bile yapabilirler. Ancak bunların hepsi, yavaş yavaş öncülerle genel kitleyi koparmak, belki bazılarını temsilci yapmak, bazılarını işten çıkarmak ve gelecekte eski sarı sendika boyunduruğunu yeniden işçiye dayatmak içindir. Bunları bilmeli ve adımlarımızı çok dikkatli atmalıyız.
Bugün güç işçidedir. Birlik bozulmaz ise bu güce dayanarak öne sürülen talepler kazanılmış haklara dönüşebilir. Anahtar kelime "birlik"tir. Sonuna kadar birlik! Şiarımız, tek bir arkadaşımızı bile geride bırakmamak olmalıdır. Zafer için gerekli olan sadece bugünün kazanımları için değil gelecek işçi kuşakları için ve tüm işçi sınıfı için mücadele ettiğimizin bilinciyle hareket etmektir. Unutmayalım ki, karşımızdaki güç birlik halinde ve sermaye sınıfının bilinciyle hareket ediyor. Renault'un yaktığı, Tofaş'ın ve Coşkunöz'ün harladığı ateş bir yangına dönüşmeli. Bu yangın sadece sömürücü asalakları yakar. Tüm halkın ve işçi sınıfının ise yüreğini ısıtacaktır!