Birleşik Metal-İş İzmir Şube başkanı Ali Çeltek ile röportaj
Kölece çalışma ve kölece yaşam koşullarına mahkum etmeyi amaçlayan MESS’in dayatmalarına artık dur demek için 29 Ocak’ta greve çıkmaya hazırlanan metal işçileri “bedeli ne olursa olsun direneceğiz” diyerek kararlılıklarını ifade ediyorlar. Gerçek gazetesi olarak, 27 Ocak Salı günü Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şubesi’nde gerçekleştirilen “Greve Çıkarken” basın toplantısının ardından, şube başkanı Ali Çeltek ile grev süreci ile ilgili bir röportaj yaptık.
Gerçek: 29 Ocak’ta başlayacak olan grev kararı nasıl alındı?
Ali Çeltek: Öncelikle sendikamızın vazgeçilmez olan “söz ve karar sahibi taban” ilkesi ve “demokratik gerçekçilik” ilkesinin birleşmesi çerçevesinde sendikamızın üyeleri, işyeri komiteleri, temsilciler, şube yönetim kurulu ve merkez yönetim kurulunun ortaklaşa yapmış oldukları toplantılar ekseninde bir toplu sözleşme teklifi ortaya konuldu. MESS’in yaklaşımları çerçevesinde bu kurumlarda alınan kararlar sonrasında bu tekliflerin kabul edilmemesi ve dolayısıyla mevzuattan doğan grev hakkımızı kullanarak MESS’e karşı mücadele kararı almış olduk. Yani bütün tabanın bu sürece dahil edilmesiyle birlikte sendikamızla görüşmeler çerçevesinde grev kararı ortaya çıkmış oldu.
Gerçek: Yani kısaca, kararda “söz karar taban” ilkesi geçerli oldu diyorsunuz… Metal sektöründeki diğer iki sendika grev kararı almazken siz neden grev kararı aldınız?
Ali Çeltek: Bizim sendika olarak düşüncemiz, inancımız, -ki bunu kiminle görüşüyorsak bu bakış açısının doğru olduğu söyleniyor- her fabrikanın kendi özgün koşullarında değerlendirilmesinin doğru olduğu. Çünkü MESS’in bize dayatması şu ki; 40 numara bir ayakkabı var 38 giyen de bu ayakkabıyı giysin, 36 giyen de giysin, 44 giyen de, 45 giyen de… Ortaya bir rakam çıkartıp bunu bütün fabrikalara dayatması bizim açımızdan doğru bir şey değil. Çalışanların, yıllarca burada sarfettikleri emek ve akıttıkları alınterinden sonra bunların karşılığını almaları gerekiyor. Burada ücretlerdeki dengesizlikler, -dolayısıyla sendikamızın bunları araştırarak sorgulayarak ortaya çıkardığı- önce bir iblağ yöntemi, sonrasında bir iyileştirme yöntemi ve daha sonra da ücret zam uygulamasıyla üçte bir bakış açısıyla birlikte yeni bir ücret uygulamasını ortaya koyduk. MESS bunların hepsini reddederek, sonuçta bir yanıyla kısmi olarak bizim yöntemimize uygun olan “önce 3.78’i verelim, daha sonra da şirket ortalamasına denk gelecek %6 oranında bir iyileştirme yapalım” noktasında bir teklif ortaya çıkarttı. Ve dolayısıyla burada da işçilere bir rüşvet anlamında, -bugüne kadar yapmadığı- üç yılın kabulü halinde üç yüz liralık erzak fişi dağıtması ve 3.yıla da enflasyonu en düşük çıktığı dönemde 3.5 puanlık bir puanı ortaya koyup üç yıllık sözleşmeyi dayatması bizi bu sürecin içine soktu. Dolayısıyla bu yaklaşım sendikamız tarafından tabi ki kabul görmedi. Çünkü saat ücretleri ortalamasına baktığımız zaman farklı farklı ücretler var. Bu oran her fabrikaya uymuyor. Bir fabrikada memnuniyetlik yaratabilirken, öbür fabrikada memnuniyetsizlik yaratabiliyor. Zaten örgütün çoğunda bir memnuniyet yaratmadığı için örgüt bu anlamıyla konuyu tartıştı. Dolayısıyla grev kararı bu yaklaşımlardan sonra, bu işbirlikçi sendika dediğimiz -sendika dahi demeye dilim varmıyor- bu yapının, patronların talimatlarıyla yıllardan beri bu anlaşmaları yapmaları ve arkasından “ben bunu Türk-Metal’le, Çelik-İş’le imzaladım gel sen de imza at” demesi. Yani bizi bir nevi fotokopi sözleşmeye zorlaması. Konu itibariyle biz şunun da bilincindeyiz, -bunu bütün samimiyetimle ifade edeyim- şu anda bu oranın bile ortaya çıkması Birleşik Metal-İş’in ortaya koyduğu mücadeleyle ve kamuoyunda yarattığı etkiyle olmuştur. Dolayısıyla burada gelinen nokta; bu dayatmacı yaklaşım, bu kabul edilmez yaklaşım örgüt tarafından değerlendirildi, tartışıldı ve bu oranlar dediğimiz gibi kabul görmediği için grev kararı alınıp uygulamaya konuldu.
Gerçek: Bu grevin, bu durumda hedefleri neler olacak, hangi hedeflere ulaşmayı düşünüyorsunuz bu grevle?
Ali Çeltek: Öncelikle düşük ücretli arkadaşlarımızın olumsuzluklarını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Çünkü sermaye, sürekli düşük ücretli bir işçi profili yaratmaya çalışıyor. “Ölümü gösterip sıtmaya razı etme” politikaları ve dolayısıyla “halinize şükredin, bakın işte memurlara şu kadar zam verildi, emeklilere bu kadar zam verildi işte metal sektörü daha derli toplu, haklar biraz daha ödeniyor, diğer sektörler gibi değil” gibi söylemlerle işçilerin emeğini daha çok ucuzlaştırarak, kendi karlarını büyütmeye çalışıyorlar. Biz öncelikle bu düşük ücretli kesimin yükseltilmesini bekliyoruz, aynı zamanda ücret adaletsizliğinin verdiğimiz teklifle ortadan kaldırılmasını hedefliyoruz. İşçilerin beklentilerini karşılamayan 3 yıllık toplu sözleşmenin bu anlamda kabul görmeyerek, işverenlere yeni bir kapının açılmamasını istiyoruz. Tabiki bugün de yasada uygulanan bir yöntem 3 yıllık toplu sözleşme, bizim de sendika olarak bunları uyguladığımız yerler var ama refah paylarıyla, oranlarıyla işçiyi memnun eden bir durum ortaya çıktığında bu yaklaşım kabul görülebilir. Bir dayatmacı yaklaşım kabul göremez. Dolayısıyla işverenlerin her istediğini, istediği gibi uygulayamayacağı noktayı da biz ortaya koymak istiyoruz bu grevle. Türk-Metal tek başına çare değil, Türk-Metal’in dışında onuruyla mücadele eden, işçi sınıfının çıkarı için mücadele eden bir sendikal anlayışın da olduğunu ortaya koymak için, diğer sendikasız -aslında örgütlü gibi gözüküp tamamen patronların baskısı altında olan- işçilerin de buralardan kurtuluşu anlamında da bakıyoruz biz bu sürece.
Gerçek: Yani sadece metal sektöründeki işçilerin değil, diğer sektörlerdeki işçiler için de örnek teşkil etmesi… Bu greve ne zaman çıkılacak, bize gelen bilgilerde iki bölüm halinde çıkılacakmış. Buradaki, sizin bölgenizde İzmir’de, Manisa’da nasıl bir rota izlenecek?
Ali Çeltek: Bizim bölgemizde şuanda 3 fabrika 29’u itibariyle greve çıkıyor. Mahle fabrikası, Piston fabrikası, Schneider Elektrik Çiğli ve Manisa fabrikaları. Bunlar ayrı ayrı bölgelerde olduğu için, 29 Ocak’ta 3 fabrika. 19 Şubat’ta çıkacak olanlardan da Şenkaya Çelik Döküm Fabrikası var. Orası daha küçük bir işletme. Sonuç itibariyle şuan da bir grev oylaması durumu yok ama yeni grev kararı asıldığı için önümüzdeki günlerde muhtemelen işveren burada da grev oylamasını talep edecektir. Tabi ki biliyorsunuz bu grev oylamaları hukuken elimizi bağlıyor. Çünkü orada olası bir “greve hayır” noktasında artık greve çıkılamıyor. Yüksek Hakem Kurulu denilen mecraya kayıyor. Şunun tabi örneğini vereyim; -yaşadığımız çelişkiyi görme anlamında- Yüksek Hakem Kurulu 3 ayaktan oluşuyor. Bunlar; hükümet, işveren ve sendika. En yüksek üyesi olduğu görünen Türk-İş burada işçileri temsil ediyor. Burası çok ironik, Türk-İş’in genel sekreteri Pevrul Kavlak Türk-Metal’in genel başkanı temsil ediyor. Dolayısıyla, daha konunun başında oranların ne olacağı belli. Şu anda zaten hükümetle yaptıkları anlaşmalar gereği oradan da iyi sonuçlar çıkmayacağı aşikar.
Gerçek: Grev oylaması ile ilgili sorumuzu da böylece cevaplamış oldunuz aslında. Tabi bir de şöyle bir soru sorulmalı, sizce grevin başarısı nelere bağlıdır veya grevin başarılı olması için nasıl bir yol izlenmeli?
Ali Çeltek: Öncelikle ciddi anlamda bir toplumsal muhalefetin uyanması gerekiyor. Burada grevi olumsuz yönde etkileyecek faktörlerin başında, maalesef işçilerin ücret anlamında yaşayacağı sıkıntılar geliyor. Bunu işveren de sermaye de bildiği için, işçilerin hemen ek hesaplarını donduruyorlar, işçiler buradan paralarını kullanmasınlar, kendilerini döndüremesinler diye. Haliyle birincisi bir bilinç gerekiyor insanlarda. “Neden ben bu grevi yapıyorum? Bu grevi sendika mı zorluyor yoksa işçi inanarak mı, sendikaya bu talimatı vererek mi kendisi mi greve çıkıyor?” bunu iyi ortaya koymak gerekiyor ki işçi buna inanarak sendikasına da “ben sana inanıyorum güveniyorum benim onayım olmadan bu toplu sözleşmeyi imzalama” diyor. Sendika da gerçekçilik ilkesine bakarak bu toplu sözleşmeyi imzalamıyor. Bundan sonraki aşama; işçinin kararlılığı ve grev süreçleri… Greve çıktığın tarih belli olur, dönüş tarihin belli olmaz. Bir gün yapılan grevler de var 1 ay yapılan grevler de, 1 yıl yapılan grevler de var, hepsi sendikamızda mevcut. Ben bugün şube başkanı olarak kendi çalıştığım fabrikada o dönemde (2003 yılında) 76 gün grev yaptım. Daha sonra serbest bölgede 28 gün süren grevimiz oldu, Tariş’te. 30 gün süren grevimiz oldu, 126 gün süren-bölgemizden bahsediyorum- Ama sendikamıza baktığımız zaman 1 yıl, 1 buçuk yıl, 2 yıl 2 buçuk yıl süren grevler de yaşandı. Burada tabi ki ekonomik güç işçinin ekonomik olarak bu sürece dayanması. Bu grevdeki en önemli faktör; kamuoyunun bu grevleri dikkate alarak dayanışma ortaya koyması, işçilerle maddi manevi imkanlarını paylaşmaları, bunu yürüyüşlerle basın açıklamalarıyla toplumun bütün kesimlerine yaymak, ileriki aşamada yapılacak olan konserler, etkinlikler… Bunların hepsi grev sürecini son derece olumlu etkileyen faktörler.
Gerçek: Tabi bu grevin başarılı olabilmesi için sınıf mücadelesi deneyimi içersinde grev fonu, yine başarılı yürüyebilmesi için “söz karar taban” ilkesince grev komiteleri, taban örgütlenmeleri de başarıyı yakalamada önemli yol ve yöntemlerdir. Ayrıca Birleşik Metal - İş genel başkanı Adnan Serdaroğlu grev kararını açıklarken, “yöneticilerimizin maaşları grev süresince dondurulmuştur” şeklinde bir ifadesi cümlesi var, bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Ali Çeltek: Burada tabi ki bir hayati karar alındı, bu işçi sınıfı mücadelesi açısından son derece önemli bir konu. İşçiler burada, grevde birtakım zorluklarla, sıkıntılarla boğuşurken yöneticilerin aynı maaşlarını alarak devam etmesini biz de tabiki doğru bulmadığımız için bu karar alındı. O açıklama yapıldığından itibaren sendika olabildiğince bütün tasarruf tedbirlerini oluşturarak, bütün buradaki maddi imkanlarını grevci işçilere ve faaliyetlere ayırmış durumda. Bu da olması gereken bir karar zaten. Bu da bizlerin onayı doğrultusunda oldu zaten.
Geçek: Şimdi tabi patronlar grevleri engellemek için çeşitli yöntemler deneyecekler. Bu sektör üzerinde, MESS’in yapacağı engellemelerin yanı sıra, bir de son Şişecam grevinde gördük grev yasaklamaları diye bir gerçeklik var ortada. Şimdi siz de böylesi bir yasakla karşılaşırsanız ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Ali Çeltek:Şu anda geçmiş süreçlere baktığımız zaman karşımıza çıkan olası şeyler bunlar. Bugün zaten Kocaeli’nde açıklama yapılmış. Odalar grevin ertelenmesiyle ilgili hükümete başvuruda bulunmuşlar. Tabi burada bu iki üç kelimeyle açıklanacak bir şey değil. Ortada yasal bir grevin kalkması söz konusu. Yasadışı bir grevin olması, koşulları da son derece sıkıntılı olacaktır. Bunları tabi ki, -bugüne kadar yaptığımız gibi- sendikamızın merkez yönetimi başkanlar kurulu ile beraber konuşarak, tartışarak böyle bir durumla karşılaştığımız zaman alınacak olan bir karar. Ama, örgütümüz en iyi, en doğru, işçi sınıfının çıkarları çerçevesinde, ne yapması gerekiyorsa o kararı alacağına ben inanıyorum. Çünkü bu tarihsel mücadele deneyimi, bunları hep karşımıza getirdiğinde örgütümüz her zaman doğru kararlar almıştır, işçi sınıfı için de doğru kararlar alacağına inanıyorum.
Gerçek: Şimdilik sorularımız bu kadar, teşekkür ederiz. Bu açıklamaların haricinde eklemeyi düşündüğünüz şeyler varsa, onları da alalım.
Ali Çeltek: Benim söylemek istediğim, -son derece samimi anlamda- Birleşik Metal-İş kurulduğu günden bu yana işçi sınıfı mücadelesine hizmet etmek için çalışan bir sendika olmuştur. Türkiye’deki birçok sendikanın “ya siz deli misiniz? Herkes siyasi iktidara teslim, patronlar saldırıyor, bu kadar mevzuat var, antidemokratik uygulamalar var” dediği bir ortamda Birleşik Metal bütün bu imkansızlıklara rağmen bir karar alıyor. O anlamıyla, gerçekten emekten yana olan tüm kesimlerin örgütümüze destek olmalarını bekliyoruz. Tabiki biz her zaman yürüyeceğimiz yolda, önce en kötüye göre hesap yaparız. Bugün Birleşik Metal en kötü ihtimalle kendi imkânlarıyla bu işi sonuna kadar götürmeyi zaten önüne bir hedef olarak koydu. Ama, gerçekten örgütümüz bu koşullarda kimsenin hayal bile edemeyeceği, cesaret bile edemeyeceği bir karar aldı. Çünkü diğer taraftan şu anda biz ciddi bir sermaye grubuna karşı mücadele ediyoruz. Bütün emek ve demokrasi dostlarından desteklerini dayanışmalarını bekliyoruz. İlginiz için teşekkür ederiz.
Gerçek: Başarılar diliyoruz, yolunuz açık olsun!