AKP kaç parça?
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Lenin’e hak verdi! Lenin bir kurum olarak burjuva parlamentosunu “Augeas’ın ahırları”na benzetmişti. Yunan mitolojisinde Augeas ülkenin en büyük ahırlarına sahip olan ama onları Herkül gelene kadar hiç temizletmemiş olan kraldır. Temizlik işi, Herkül’e onu aşağılamak için verilir. Lenin burjuva parlamentosunun işte bu hiç temizlenmemiş “Augeas ahırları” kadar pis koktuğunu söylemiştir.
TBMM, bütün Türkiye’nin gözleri önünde hırsızları “akladı”. Otel peçetesine yazılmış “saatin parasını Sayın Zafer Çağlayan’dan aldım” faturasını inandırıcı buldu. AKP milletvekillerinin dört eski bakan için kullandığı “aklama” oyları, tarih önünde işte o kâğıt parçası kadar geçerlidir, makbuldür, ahlâklıdır! TBMM dünkü oylamalarla adını Augeas’ın listesine yazdırmıştır!
TBMM bu tarihi oylamayı yaparken, bu ülkenin başbakanı, haydi onu bırakın, bu tarihi oylamada oy kullanacak olan 312 AKP milletvekilinin Genel Başkanı olan zat ülkeden kaçmıştı! Ahmet Davutoğlu nam bu zat (sivri dilliler onu “Sıfır Ahmet Paşa” diye anar!), eski bakanlarla görüşerek onlara Yüce Divan’ı kendilerinin talep etmesini tavsiye etmiş, ardından şatafatlı bir demeç vermişti: “Yolsuzluğa bulaşan babamızın oğlu olsa bile kolunu keseriz!” Bunlar Aralık sonunda oluyor. Tayyip Erdoğan “höt!” dedi, meclis soruşturma komisyonunun oylama yapacağı toplantı ertelendi, herkes hizaya sokuldu, komisyondaki AKP’li bütün üyeler Yüce Divan aleyhine oy kullandı.
Ama daha meclis genel kurulunda oylama vardı. Davutoğlu bu şansı kullanmaya tabii ki cesaret edemedi. Eski bakanların kolunu keseceğine kendi dilini kesti! Ve oylama günü firar etti. Londra’da bir toplantı varmış da, önemliymiş de. Meclisin çoğunluğunu elinde tutan partinin Genel Başkanı ne zamandan beri oylamaların gününü etkileyemiyor? Davutoğlu gemisini terk etmiş kaptandır. Artık sıfır bile değildir, denizin dibine doğru batıyor!
Gemi de yavaş yavaş su almaya başlamış doğrusu. Meclis genel kurulunda yapılan oylamada, hesabı neresinden tutarsanız tutun, AKP grubunun beşte birine yakını “fire” oldu! Özellikle Egemen Bağış hakkındaki oylama sonucu müthiş! 245 evet, 255 ret. 7 çekimser, 6 boş, 4 geçersiz oy aslında “ben bu rezilliğe onay vermek istemiyorum” demek. Toplayın: 245 + 7 + 6 + 4 = 262. Yani Egemen Bağış’ı aklayan 255, aklamayan 262!
Bunun ne kadar önemli bir olay olduğunu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Eski bakanları aklamaya yanaşmayan AKP milletvekilleri sadece Erdoğan ile belirli bir konuda hemfikir olmadıklarını ifade ediyorlar, daha siyasi terimlerle ona isyan ediyorlar diye özetlenemez durum. Erdoğan 17-25 Aralık’ın darbe girişimi olduğunu söylüyor. Bu AKP milletvekilleri buna inanmadıklarını söylemiş oluyorlar. Neden darbe girişimi diyor Erdoğan? Çünkü kendisini düşürmeye yönelik 17-25 Aralık. Gerçekten de böyle bir etkisi olacaktır, çünkü işin içine Bilal girmiş durumda. Eski bakanlardan Erdoğan Bayraktar “başbakan her yaptığım işlemi biliyordu” dedi. Eski bakanları aklamayanlar ne yapmış oluyorlar öyleyse? Erdoğan’ın düşmesine “hayır” dememiş oluyorlar! Meclisteki firenin anlamı şimdi anlaşılıyor mu?
AKP’nin yaklaşık beşte biri “Erdoğan giderse gitsin” demiştir! Bunun önderliğini de gemisini terk eden kaptan Davutoğlu yapamamıştır. 7 Haziran seçiminde Davutoğlu geçmişle karşılaştırıldığında düşük oy aldığı takdirde defteri dürülecektir. AKP kaç parçadır?
Ama kimse AKP içinden çıkacak “demokrat”larla işbirliğine dikmesin gözünü. O Kılıçdaroğlu’nun işi: “Gül kokulu muhalefet” için yırtınıyor CHP. Bunların hiçbirinden hayır gelmez işçilere, emekçilere, Kürtlere, Alevilere, kadınlara, gençlere.
Augeas’ın ahırlarını Herkül temizledi. Modern Herkül proletaryadır!