Mısır devrimi kıpırdanıyor!
Mısır’ın Bonapart’ı el Sisi’nin karşı devrimi, işi eski rejimi aklamaya kadar getirdi. 25 Ocak 2011 devriminin devirmiş olduğu diktatör Hüsnü Mübarek ve 1997-2011 arasında onun İçişleri Bakanı olarak görev yapmış olan el Adli devrim sırasında yaşanan ölümlerden ve yolsuzluktan yeniden yargılandıkları davalardan aklandılar. Kahire Ceza Mahkemesi Mübarek’i yolsuzluktan beraat ettirirken devrim sırasındaki cinayetler konusunda delil yetersizliğinden takibe gerek olmadığına karar verdi. Oysa her iki politikacı da 2012 yılında hayat boyu hapis cezasına çarptırılmışlardı.
Bu karar duyulur duyulmaz başta gençler olmak üzere binlerce insan 2011-13 arasında Mısır devriminin kalbi olan Kahire Tahrir meydanına akmaya başladı. Kalabalık sadece Mübarek aleyhine sloganlar atmakla yetinmedi, el Sisi’yi de hedef aldı. Belirli bir nokta geldiğinde ise Tunus ve Mısır devrimlerinin sembol sloganı atılmaya başlandı: “ eş şaab yurid isqat en nizam!” (halk rejimin düşmesini istiyor). Göstericilerin Bonapartist darbeci el Sisi tarafından görevden alınan eski cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin İhvan partisinden değil, laik kanattan olduğu genel bir gözlem.
Bilindiği gibi, Mısır’da 14 Ocak 2011’de zafere ulaşan Tunus devrimini izleyerek 25 Ocak 2011’de başlayan devrim, 18 gün içinde 30 yıllık diktatör Hüsnü Mübarek’i devirmişti. Bu andan itibaren ülke iki buçuk yıl sürecek bir devrim girdabına kapılıyordu. Başkanlığı, aslında başından itibaren devrimin dışında durmuş olan İhvan ül Müslimin adayı Mursi kazansa da sokak halkındı. Çeşitli gelgitler yaşandı. Sonunda bizde Gezi ile başlayan halk isyanı henüz devam ederken 30 Haziran 2013’te dünya tarihinde görülmüş en büyük sokak eylemi örgütlendi: 30 milyon insan o gün Mursi’ye istifa çağrısıyla sokağa çıktı. General Sisi’nin komutasındaki ordu devrim kampı ile İhvan’ın karşılıklı yenişememesinden yararlanarak Bonapartist bir askeri darbe gerçekleştirdi. Suudi Arabistan’ın himayesindeki bu darbe başarıya kavuştu. Ordu bir yandan İhvan taraftarı kalabalıklara saldırarak yüzlercesini öldürürken, bir yandan da devrimci hareketi yola getirmek için baskı ve tutuklamalara yaygın biçimde başvurdu.
Sisi’nin büyük sorunu ekonominin baş aşağı geriliyor oluşuydu. Bu yüzden son zamanlarda ciddi bir kemer sıkma programı uygulamaya konuldu. Bu, zaten devrimden erken ve hiçbir kazanım elde etmeden uzaklaştırılan işçi ve emekçileri yeniden harekete geçme yönünde zorluyor.
Mısır’ın sokaklar üzerindeki büyük baskıya rağmen yeniden ayağa kalkıp kalkmayacağını hep birlikte göreceğiz.