Ülker'de direniş
İstanbul Topkapı'da bulunan Ülker fabrikasında çalışan 8 işçi, fabrikada yetkili Hak-İş'e bağlı Öz Gıda-İş'den DİSK'e bağlı Gıda-İş'e geçtiler. Buna karşılık Ülker'in insan kaynakları, sendikal mücadelede meşhur bir iş kanunu maddesi olan 25/2. madde yer alan “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan halleri” bahane ederek işçileri işten çıkardı. En azı 5 yıldır aynı fabrikada çalışmakta olan işçiler, "Daha yakın zamanda çalışkanlığımızdan ötürü siz Ülker grubu bize takdir belgesini vermiştiniz. E o zaman şimdi nasıl oluyorda bizi görevi kötüye kullanmakla itham ediyorsunuz?” diyerek duruma tepki gösterdiler ve insan kaynaklarının vermiş olduğu hiçbir evrağı imzalamayıp fabrika önünde direnişe geçtiler.
Fabrika önünde direnişe geçen işçiler, normalde 8 saat olarak çalışmaları gerekirken 12 saat çalışmak zorunda bırakıldıklarını, bunun da Ülker tarafından cezalandırma yöntemi olarak açıklandığını, bel ve boyun fıtığı olmayan işçinin bulunmadığını, asgari ücret ile yaşamlarını idame ettirmek zorunda oldukları için sürekli mesaiye kalmak zorunda kaldıklarını, raporlu oldukları zaman azar işittiklerini, yere çokokrem düştüğü zaman azar işittiklerini ancak yorgunluktan kendi arkadaşları yere düştüğünde kimsenin ilgilenmediğini bu sebeple çokokrem kadar değerleri olmadığını artık tüm bunlara dur demeleri gerektiği için sendikayı değiştirdiklerini söylediler.
İşten atılan işçiler “Sendika seçme özgürlüğümüzü kullandığımız için işten atıldık!” pankartı önünde saat 17:30'daki vardiya değişikliği sırasında bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamaya DİP'in de aralarında bulunduğu EHP, UİD-DER, BDSP, Anti-Kapitalist Müslümanlar gibi çok sayıda kurum ve sendika temsilcisi de katıldı.
Açıklamada sözü ilk olarak Gıda-İş Sendikası genel sekreteri Seyit Aslan aldı. Aslan, Karaman ve Soma işçilerine selam göndererek başladığı konuşmasında, işçilerin bir lokma ekmek için hayatlarını verdiklerini dile getirdi. İşçi ölümlerinin, öldürenlerin yanına kar kaldığını belirten Aslan, çalışma ve yaşam koşullarının ağırlığına dikkat çekerek taşeronluk sisteminin son bulmasını istedi.
Aslan, Murat Ülker'in 2012'de Türkiye'de en zengin kişi seçildiğine dikkat çekerek, işçilerin ise bayram demeden, kölece çalıştırıldıklarını belirtti. Ülker'in, gayrimenkulleri, sermayesi, işletmeleri düşünüldüğünde bir dünya şirketi olduğunu belirten Aslan, bunların işçilerin kanı ve emeği üzerinden var edildiğini vurguladı.
İşçilerin geri alınmasının talep edildiği açıklamada, direnişin süreceği belirtildi. Açıklamanın ardından sloganlarla eylem sona erdi.