Çapkın düştü, sıra Kimyasal Muammer’de!
Hüseyin Çapkın ile Muammer Güler bugün karşı saflarda olabilirler. Ama Gezi isyancıları karşısında aynı suç örgütünün üyeleri idi bu ikili. Güler Çapkın’ın siyasi sorumlusu idi. sıra esas sorumludadır, bütün Türkiye’yi gaza boğan siyasi yetkilidedir, Kimyasal Muammer’dedir.
Marx’ın diyalektik alanındaki hocası Alman filozofu Hegel’in bir kavramı vardır: “tarihin kurnazlığı”. Ona göre, tarihi bakımdan gerçekleşmesi gerekli olan şeyler, bazen beklenmedik mekanizmalarla yerine gelir. Görünüşte ilgisiz bir şeyin ürünü olarak ortaya çıkan bir sonuç, aslında tarihin başka nedenlerle gerektirdiği bir sonuçtur. Tarih o gerekliliği dolambaçlı yoldan yerine getirmiştir.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın görevden alınması tam tamına “tarihin kurnazlığı”nın bir örneği! Çapkın bütün 2013 yılını, ama özel olarak Mayıs sonunda itibaren yılın ikinci yarısını İstanbul halkını gazlamakla geçirdi! Gaz yetmedi kimyasal su sıktı! 1 Mayıs’ta işçileri, Mayıs sonunda Gezi Parkı eylemcilerini, Haziran’dan bugüne Taksim’e ve Kadıköy’e yaklaşan herkesi, yani yüz binleri, hatta milyonları gazladı. Çapkın’ın görevden alınması İstanbul halkının çok önemli bir talebi idi. İşte alındı! Sadece kendisi değil, İstanbul halkının başına bela olan bütün yardımcıları ve şube başkanları da! Güle güle Çapkın! Anca gidersin! Başına gelecekler bununla sınırlı kalmayacak ama. Halkın gücü günün birinde mutlaka yargılanmanı ve halka yaptıkların için parmaklıklar ardında cezanı çekmeni sağlayacak!
Çapkın halka yaptığı eziyet için alınmadı demeyin. Hegel’e kulak verin: Tarih kurnazlık yaptı. Evet, doğrudan doğruya halkın taleplerinin sonucu olarak aldırtmadı Çapkın’ı görevden, dolambaçlı bir yol seçti. Ama son tahlilde Çapkın’ı görevden aldırtan Gezi oldu, Gazi oldu, Sarıgazi oldu! Halk aylar boyunca isyan etmeseydi, Erdoğan ve AKP’nin kurmuş olduğu iktidar bloku daha yıllarca öyle ya da böyle devam edecekti muhtemelen. Dolayısıyla, Erdoğan ve Gülen, AKP ve cemaat birbirinin boğazına sarılmayacaktı. Bugün yaşanan deprem halk isyanının “saray”da yarattığı sarsıntıdır. Çapkın’ı götüren de bu olmuştur.
Ama tarihin kurnazlığını devam ettirmesi gerekiyor. Bugün AKP ile Gülen’i karşı karşıya getiren büyük çatışmada Çapkın ile Güler karşı saflarda yer alıyor olabilir. Ya da Çapkın’ın görevden alınmasına cemaatçilerin operasyonunu engelleyemeyecek kadar zayıf bir tavır takınmış olması yol açmış olabilir. Güler ise Çapkın’ın yönetimindeki polisin (muhtemelen onun onayı olmaksızın) başlattığı operasyonda, oğlu gözaltına alınan, yolsuzluk bataklığındaki rolü ortaya çıkan bakanlardan biridir. Üstelik kendi yönetiminde olması gereken polis kendi oğlunu gözaltına almış olduğu için ofsayta düşmüştür, madara olmuştur!
Hüseyin Çapkın ile Muammer Güler bugün karşı saflarda olabilirler. Ama Gezi isyancıları karşısında aynı suç örgütünün üyeleri idi bu ikili. Güler Çapkın’ın siyasi sorumlusu idi. O açıdan bakıldığında sıra esas sorumludadır, bütün Türkiye’yi gaza boğan siyasi yetkilidedir, Kimyasal Muammer’dedir.
Varsın, halka eziyet ettiği için değil yolsuzluktan dolayı görevden alınsın! Tarih kurnazlığını bir kez daha uygulamış olur. Güler’in polisine o yolsuzluğu ortaya çıkarttıran halk isyanı oldu. Yapana değil yaptırana bakın!