Cinsiyet aparteid’ine hayır!
AKP kadınlara karşı dev bir saldırı başlattı. Çocuk sayısı açık arttırmada, üçle başladı, beşe çıktı, şu anda dört! Kürtaj yasağı, kızlı erkekli evlerde oturmama derken, şimdi de birtakım AKP’lilerden karma eğitime karşı bir eleştiri salvosu başladı. Bunlardan biri Sadık Yakut. Karma eğitimin “büyük bir yanlışlık” olduğunu söylemiş. Nerede? Dünya Çocuk Hakları günü dolayısıyla 81 ilden gelen biri kız, biri erkek öğrenci temsilcilerinin toplandığı “Öğrenci Forumu”nda. Ortama bak, milletvekiline bak! Karşısında 81 kız çocuğu ya da genç kız görünce hazretin siniri bozuldu zahir! Bu adam öyle sıradan biri de değil. AKP bunu meclise başkanvekili yapmış. Yani genel kurulda oturum yönetiyor. Verdiği kararlarla bir yasanın geçmesini ya da geçmemesini tek başına etkileyebilecek bir konuma kavuşturulmuş. Seçmece!
Yakut sıkıştırılınca pedagoji ile ilgili argümanlara başvurmuş. Kızlarla erkeklerin tavırları ve öğrenme biçimleri farklıymış falan. Zaten ABD’de de varmış, Avustralya’da da “ayrı okullar”. Bizde de yabancı misyon okulları arasında ayrı eğitim veren varmış. Akılsız insan kendi tezlerini çürütür! Hazret ilk açıklamasında bu yanlışın “batıcılık dolayısıyla” yapıldığını söylüyor, ikinci açıklamasında bunu çürüten örnekler veriyor. Demek ki “batıcılık” dolayısıyla yapılmamış karma eğitim. Türkiye kadına karşı ayrımcılığı, çok yetersiz de olsa bir ölçüde geride bıraktığı için yapılmış. Yakut hiçbir an cinsler arası duygusal ya da cinsel ilişkileri karma eğitimin yanlışlığına gerekçe göstermiyor. Ne de olsa meclis başkanvekili, dikkatli, diplomat.
Çok daha kötüsü var. Yakut’un bu sözleri söylemesinden sadece on gün önce AKP Düzce milletvekili İbrahim Korkmaz çok daha dürüst biçimde karşı çıkıyor karma eğitime. Beyefendiye göre “toplumun kanseri ahlâksızlık”mış. Peki, bunun karma eğitimle ilişkisi ne? Çünkü her toplumun kendine özgü örf ve âdeti varmış, bu bozulunca ahlâksızlık olurmuş. Kızlı erkekli bizim örf ve âdetimize aykırı tabii. Bu durumu düzeltmek devletin görevi imiş.
AKP birtakım ikincil unsurlarına bu açıklamaları yaptırarak toplumu test ediyor. Güçlü bir tepki görmezse karma eğitime saldırı resmi bir politika halini alacak.
Aparteid
Özgürleşme düşmanı gericiler, insanlık belirli kazanımlar elde ettikten sonra çirkin yüzlerini açık açık ortaya koymak zor geldiği için, savundukları gerici fikirlere belirli bir uygarlık süsü verirler. ABD’de 20. yüzyılın büyük bölümü boyunca ırkçılık kendini siyahilerin kötü koşullara mahkûm edilmesinin savunulması biçiminde ifade etmedi, edemedi. Aslında yaptığı buydu, ama “eşitlik” söylemini kullandı. Beyazlar ve siyahiler ayrı ayrı ama kendilerine özgü olanaklardan, tesislerden, ulaşım araçlarından vb. yararlanacaktı. Beyazlar ve siyahlar birbirlerinden “ayrılıyordu”. Ama ikisi de kendilerine sunulan olanaklardan yararlanacaktı.
Bu sistem, Güney Afrika’da mantıksal sonucuna götürüldü. Irklar ayrı ama eşit gelişme hakkına sahipti. Ama beyazlar, “renkliler” ve siyahiler hiçbir toplumsal ortamda birbirlerine karışamıyordu. Karma mı? Haşa! Bu sistemin adı “aparteid” idi. Güney Afrika’nın beyaz ve sınıf hâkimiyetine sahip azınlığı, siyahileri üçüncü sınıf vatandaş yapmaya yönelmişti, ama bunu “eşitlik” kisvesi altında yapıyordu.
AKP milletvekillerinin test balonu olarak saldıkları bu görüşler, kadınlara henüz kız çocuğu ve genç kadın oldukları aşamadan itibaren uygulanacak bir cinsiyet aparteidi’dir. Kadınların erkeklerden geride kalmasını, okumamasını vb. tarihin bu aşamasında açıktan savunamayan mahcup erkek üstünlüğü anlayışlarının sığınağıdır. Kadınların dünyanın her yerinde son yarım yüzyıldır verdiği göz kamaştırıcı mücadele sonucunda kadın-erkek eşitliğinde önyargıların geriletilmesine cepheden karşı çıkamayan bu adamlar, aynen ABD “ayırma”sında ve Güney Afrika’nın katı ırk ayrımı sistemi “aparteid”de siyahilere yapıldığı gibi, kadına “eşit ama ayrı” muamelesi öngörmektedir. Kadın evinden çıkabilir, ama erkek toplumuyla bütünleşemez, ev dışında da kendine özgü bir alanda yaşamak zorundadır.
Okuldan başlarsınız, ama orada durmaz ki! 7-8 yaşlarında küçük çocuklar “ahlâksızlığa” yatkınsa, 30 ya da 40 yaşındaki koca koca kadınlar ve erkekler daha da “ahlâksız”dır! Onları da işyerlerinde birbirlerinden ayırmalı! Ama ayrı eğitimden sonra bir de ayrı çalışma uygulamaya başlanırsa astarı yüzünden pahalıya gelmeye başlar. “Milli ekonomimiz” bundan zarar görür. Zaten kadınların dört-beş çocuk yapması için kendi rızalarıyla eve dönmeleri daha iyi olmaz mı bu durumda? Üstelik o kadar işsiz erkek varken kadınlar neden çalışsın ki?
Cinsiyet aparteidi kadınları adım adım toplumsal hayatın merkezinden uzaklaştırarak kendilerine özgü bir dünyaya haosedecek, bütünüyle ikinci sınıf yurttaşlar haline getirecek bir stratejinin bir ilk adımıdır. Kahrolsun cinsiyet aparteidi!
Eşcinselleri ne yapacaksınız efendiler?
Biz Yakut’lara, Korkmaz’lara, onlar gibi daha birçoğuna ve Tayyip Erdoğan’a başka bir soru soralım: Eşcinsel çocukları ve gençleri ne yapacaksınız? Eşcinsel genç erkeklerin karşı cinse ilgi duyan ve sizlerin “normal” göreceği erkek çocuklarla, eşcinsel genç kızların ise aynı şekilde “normal” genç kızlarla aynı sınıflarda okuması “ahlâksızlık” değil mi? Hatta “toplumun kanseri ahlâksızlığın” daniskası değil mi bu? Öteki tür ahlâksızlık hiç olmazsa üç, dört, beş çocuk yapmaya yarayabilir. Bu bir de neslin çoğalmasının altını kazıyacaktır! Kızlı erkekli okumaya bile karşı çıkan, bunları nasıl kovmaz okuldan “ahlâklı” çocuklarımızı korumak amacıyla?
Eşcinsellerin hepsini keşfetmek zor. Sonunda tam bir etnik temizliğe dönebilir iş! Bir de diyelim buldunuz, bunları ne yapacaksınız? Kız öğrencilerin yanına verseniz ayrı bela, erkek öğrencilerin yanına verseniz ayrı! Bir olasılık eşcinsel okulları açmak! Ne demiştik, Güney Afrika aparteid sisteminde beyazların ve siyahların yanında bir de “renkliler” vardı: melezler, Hintler vb. Eşcinsel okulları da bizim cinsiyet aparteidi’nde buna karşılık gelebilir. Biliyoruz, siz vatana böyle hainlik yapmazınız. O “ahlâksızlar”ı cezalandırır, okul sisteminin dışına atarsınız! Hatta belki Naziler gibi imha etmeyi tercih edersiniz. Ne de olsa eski bakanınız Selma Aliye Kavaf eşcinselliğin bir hastalık olduğunu ilan etmişti! Türkiye’yi hastalıklı bir nüfustan korumak istersiniz belki!
Kavaf hiç olmazsa Türkiye’de eşcinsellerin varlığını açık açık teslim etmişti. AKP’nin bugünkü ahlâk hocalarının bazıları ondan da militan çıkıp diyebilir ki eşcinsellik Batı’nın bir hastalığı, bizde yok. Ahmedinejad’dan altta mı kalsınlar? O nasıl ilan etmişti bizde eşcinsel yok diye? Sizi gidi Ahmedinejad’lar sizi!
Dikkat etmişsinizdir: Yukarıda sadece Yakut’lardan, Korkmaz’lardan söz etmedik, Tayyip Erdoğan’a da sorduk: Eşcinselleri ne yapacaksınız dedik. Neden? Çünkü Erdoğan kızlı erkekli ev tutanlara verip veriştirerek ve polise onlarla her görüldükleri yerde mücadele doğrultusunda talimat vererek vatana büyük hizmet verdi, ama eşcinselleri unuttu. Ya namuslu üniversite öğrencisi gençlerimizin tuttuğu evlere eşcinsel sızarsa? Ona karşı da bir tedbir almak muvafık olmaz mı?
Sonra Tayyip Erdoğan’ın açık bıraktığı bazı sakıncalı noktalar var. Bunlar kızlı erkekli aynı evi paylaşmak için gidip kira kontratına hepsi birlikte imza atacak değiller ya. İşledikleri günahı gizlemek için tek kişinin üstüne yazdırırlar kontratı. O zaman nasıl bileceğiz kimin ortak evde oturduğunu, kimin mesela sadece ders çalışmak üzere karma ziyaretler yaptığını? Bilemeyiz. O zaman hizmeti bir adım ileri taşıyarak kızların oğlanların evinin kapısından, oğlanların da kızların evlerinin kapısından girmesini yasaklamalı. Çünkü mesela saygıdeğer Adana valisi coş’ar da bir evi basıp kızlı erkekli topluluklar bulursa nasıl ayırt edecek kim birlikte oturuyor, kim ziyaret ediyor? Öyleyse, ziyareti de yasaklamak gerekir.
Kimin kazanımı?
Bir söz de cumhuriyet fetişistlerine. Onlara göre AKP’nin esas derdi cumhuriyet ile imiş. Türkiye’de ayrı eğitim 1923’te ya da 1933’te ya da 1943’te ortadan kalkmadı ki! 1970’li yıllardan sonra başlayan bir süreç içinde kalktı. Neden dersiniz? 1968 ile bir ilişkisi olabilir mi?
Kadınların dünya çapında verdiği müthiş mücadele AKP’lileri hiddete düşüren bu günahkâr karma sistemin kaynağıdır. Yaşasın kadınların kurtuluşu!
Kahrolsun cinsiyet aparteidi!