İşte gerçek marjinaller!
1 Mayıs’ta bir kez daha işçi ve emekçiler üzerinde estirilen polis terörüyle marjinal grup demagojisi el ele yürüdü.
Marjinal kelimesinin sözlük anlamı aykırı, pek az, önemsizdir. Dolayısıyla, devletin ve medyanın yapmak istediği 1 Mayıs gösterilerine katılanları toplumdan yalıtmaya çalışmaktır. Peki 1 Mayıs’a katılanların gerçeği marjinal tanımlamasına uyuyor mu? Onca korkutma ve sindirme çabalarına rağmen 1 Mayıs’ta on binlerce insan (polis terörü dolayısıyla toplanamasa da) sokaklara akmıştır. Kimdir bunlar?
Taşımacılık, metal, haberleşme, inşaat, banka, sigorta, deri, yol, kamu, tekstil, gıda, kimya, sivil havacılık işçileri, öğretmenler, üniversite öğretim üyeleri, asistanlar, doktorlar, temizlik işçileri, film seti çalışanları, mühendisler, mimarlar, öğrenciler, ev kadınları ve bu sıra uzar gider. Bir de marjinal grup edebiyatı var. Sosyalistlerden bahsediliyor. Oysa sosyalistler de kortejlerini Marslılardan oluşturmadı.
En az sendikalar kadar kızıl bayraklarıyla işçiler, emekçiler ve gençler 1 Mayıs için sokaklara aktı. 1 Mayıs’ta direnenler ezilmeye ve baskıya karşı en önde duranlar, en örgütlü olanlardı. Onlar toplumun %99’unu oluşturan işçi ve emekçilere aykırı olan değil onların haklarını ve çıkarlarını temsil edenlerdi.
1 Mayıs’ta her şeye rağmen alanlara çıkan on binler ve tüm ülkede yüreği onlarla birlikte atan milyonlar mı aykırı, pek az, önemsizdir? İşçilerin, emekçilerin ve çocuklarının polis şiddetine karşı ellerine taş, sapan almaları onları marjinal yapar mı? Canına kastedilirken kendini korumak insan doğasına mı aykırı?
Esas marjinaller milyonlarca işçi ve emekçiyi sömürerek hüküm ve sefa süren patronlardır. Bunlardan en zengin on kişisini Koçlar, Şahenkler, Ülkerler, Doğanlar ve benzerleri oluşturuyor. Birinci Ferit Şahenk’in serveti 3 milyar 600 milyon onuncusu Erman Ilıcak’ın ise 2,5 milyar dolar. Bu rakamlarla 773 lira asgari ücretle çalışan 5 milyon 150 bin işçiyi karşılaştırın yeter.
Esas marjinal olanlar bu saydığımız ensesi kalınlardır. İşçi, emekçi gazı, suyu, copu göze alır inadına sokağa çıkar ama bunlar hakir gördükleri halkın arasına inip dolaşmaya bile cesaret edemezler. VİP olmayan hiçbir yerden geçmezler. Yemek yedikleri yerlerin kapısından girmeyi bırakın semtinden bile geçemezsiniz. 1 yıl fabrikaya uğramasalar hiç birşey aksamaz. Yüz yıl yüzlerini görmesek kimse aramaz. Kelimenin tam anlamıyla toplumun ezici çoğunluğuna aykırıdırlar, pek azdırlar ve banka hesapları olmadan zerre kadar önem taşımazlar.