Sendikacılar AKP’nin “âkil insanlar heyeti”nden çekilmelidir
Başbakanlık tarafından açıklanmasının ardından tartışmaların odağı haline gelen “âkil insanlar heyeti”nin kimlerden oluştuğundan önce nasıl ve ne amaçla oluşturulduğunun görülmesi gerekir.
Öncelikle “âkil insanlar” iktidar tarafından belirlenmiştir. Çalışmaları bağımsız olmayacak yine Başbakanlık bünyesindeki Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’na bağlı yürütülecektir. İşlevi bizzat Erdoğan tarafından “süreci takip etmek ve sürece yönelik toplumsal desteği perçinlemek” olarak tariflenmiştir. Heyet ilk toplantısını Erdoğan’ın huzuruna çıkarak Dolmabahçe’de yapacaktır. Tüm bunlar siyasi çözümde irade sahibi bir oluşuma değil AKP iktidarının “halkla ilişkiler heyetine” işaret etmektedir.
AKP’nin ve TÜSİAD’ı, MÜSİAD’ı, cemaati ile Türk büyük sermayesinin/burjuvazisinin ne barışı ne de siyasi çözümü amaçladığını defaten vurguluyoruz. Onlar Kürt sorununu çözmek değil Kürt sorunundan kurtulmak istiyorlar. Amaçları eşitlik ve kardeşlik değil Kerkük petrolü ve doğal gazıdır. Amaçları barış değil sermayenin sömürgeci çıkarlarını gözeten ve emperyalizmin bölge politikalarıyla uyumlu yeni savaşlardır. AKP, Türk ve Kürt emekçilerinin 30 yıllık savaş boyunca çektiği acıları adeta rehin almıştır ve fidye olarak başkanlık sistemini ve işçi sınıfı düşmanı bir ekonomik anayasayı istemektedir.
Şu ana kadar iktidarın bu politikalarına sermaye cephesinden tam destek verildiği gözlemlenmektedir. Burjuvalar ve burjuva aydınlarının listedeki ağırlığı bunun kanıtıdır. AKP’nin açılımı onların çıkarlarını yansıtmaktadır. Ancak dikkat çekici olan işçi ve kamu emekçisi konfederasyonlarından başkanların heyete dahil edilmesidir. Bir başkan, bir başkan yardımcısı ve sekreterle birlikte 9 kişiden oluşan ve 7 coğrafi bölge için oluşturulan heyetlere katılacak sendikacıların hepsi sıradan üye konumundadır.
Burada amaç işçi ve emekçileri sermayenin AKP eliyle uygulamaya soktuğu planın arkasına dizmektir. Oysa işçi ve emekçiler AKP için değil gerçek bir barış ve siyasi çözüm için saf tutmalı mücadele etmelidir. Bunun için de hükümetin kanatları altında değil hükümetten ve sermayeden bağımsız durmalıdır. Barış ve siyasi çözüm için bağımsız bir işçi sınıfı inisiyatifi oluşturmalıdır. Bu amaçla sendikacılar âkil insanlar heyetinden derhal çekilmelidir. DİSK’in öneriyi reddetmesi Erol Ekici’nin DİSK başkanlığından istifa etmiş olması gibi bir gerekçeyle değil AKP ve sermayenin “halkla ilişkiler” operasyonunu kabul etmemesine dayandırılmalıdır. Yeni DİSK başkanı heyette yer almamalıdır. Lami Özgen, kendisine karşı siyasi komplo düzenleyen, konfederasyonunun üyelerini ve yöneticilerini tutsak eden AKP’nin kamu emekçileri nezdinde imajını düzeltme operasyonunun parçası olmamalıdır.
AKP’nin heyeti “âkil halkla ilişkilerciler” heyetidir. KESK ve DİSK, TÜRK-İŞ içindeki Sendikal Güçbirliği’nden tutarlı unsurlarla birlikte barış ve siyasi çözüm için bağımsız bir işçi sınıfı inisiyatifi oluşturmalıdır. Ancak bu şekilde işçi ve emekçilerin çektiği acıların ve barış özlemlerinin AKP tarafından rehin alınması engellenebilir ve AKP’nin toplumsal desteğini perçinlemek yerine barış ve siyasi çözüm için gerçek bir irade ortaya konabilir.