Tayyip Erdoğan’ın dostları bir Tunuslu solcuyu daha katletti!
Tunus’ta Şükrü Belaid’den sonra sol cephenin bir başka önderi, Muhammed İbrahimi suikaste uğradı ve hayatını kaybetti. Bilindiği gibi, geçtiğimiz Şubat ayında Tunus Demokrat Yurtseverler Partisi Genel Sekreteri ve Tunus solunun en önemli iki önderinden biri olan Şükrü Belaid bir suikasta kurban gitmişti. Demokrat Yurtseverler Tunus solunun ikinci büyük partisi. Buna karşılık İbrahimi daha küçük bir partinin, Şaab yani Halk Partisi’nin lideri idi. Parti küçük olmakla birlikte İbrahimi Ulusal Kurucu Meclis’in, yani devrim sonrasında Tunus’un yeni anayasasını hazırlamakla görevli yasama meclisinin üyeliğine seçilmiş biriydi.
İbrahimi’nin öldürülmesinin bir ikinci önemli yanı da lideri olduğu Halk Partisi’nin, uzun adı Devrimin Hedeflerinin Gerçekleştirilmesi İçin Halk Cephesi olan cephenin içindeki 12 partiden biri olması. Böylece, İbrahimi suikastı, Belaid’den sonra Halk Cephesi’ne yapılan ikinci saldırı olarak dikkat çekiyor.
Tunus’ta ana iktidar partisi “ılımlı İslamcı” Ennahda. Önderi, hükümette görev almamış olan Raşid Ğannuşi olan bu parti, Müslüman Kardeşler’le (İhvan) benzer bir çizgiyi temsil ediyor ama o gelenekle örgütsel hiçbir bir ilişkisi yok. Ennahda, aynen Mısır’daki İhvan partisi Özgürlük ve Adalet gibi, Tayyip Erdoğan’ın koruması altında, yakın müttefiki. Şükrü Belaid’i bu partinin çetelerinin, güya Tunus devrimini korumak için kurulmuş olan milislerinin öldürmüş olduğu çok yaygın bir kanı. Şimdi de İbrahimi’nin oğlu, genç Adnan İbrahimi babasının ölümünden Ennahda’nın sorumlu olduğunu ileri sürdü hemen suikastın ardından. Bunlar da Tayyip Erdoğan’ın uluslararası palalıları oluyor!
Tunus’ta kabaca üç siyasi cephe olduğu söylenebilir. Bunlardan ilki, iktidarda olan koalisyon. Koalisyonun başını Ennahda çekiyor. İktidar ortakları, Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmiş olan Marzuki’nin Cumhuriyetçi Kongre adıyla bilinen partisi ile sosyal demokrat olarak bilinen Demokratik Emek ve Özgürlük Forumu, yani Ettakatol.
İkinci cephe, İslamcı Ennahda’ya karşı laik, cumhuriyetçi değerleri korumak için kurulmuş olan Tunus İçin Birlik. Merkezinde Nida Tunes (Tunus’un Sesi) adlı bir parti var. Bu partinin başında, Tunus’un eski rejimine de hizmet etmiş, devrimden sonra da geçiş dönemi başbakanlığı yapmış Beji Kaid Essebsi var. Cephe, Nida Tunes’in yanında bazıları cumhuriyetçi ve laik, bazıları ise (Al Massar, Sosyalist Parti vb.) sosyalist kökenden gelen partilerden oluşuyor.
Nihayet, yukarıda sözünü ettiğimiz Halk Cephesi var. Bu cephe Tunus İçin Birlik’ten farklı olarak sorunu sadece cumhuriyeti ve laik hayat tarzını korumak olarak görmüyor. Bunları da önemsemekle birlikte sosyal sorunları, sınıf meselelerini ve emperyalizme karşı ulusal bağımsızlığı öne çıkarıyor. 12 ayrı sosyalist, milliyetçi (Nasırcı, Baasçı vb.) ve ekolojist partiden oluşuyor. Bunların en güçlüsü, Hama Hammami’nin liderliğinde Tunus Emekçiler Partisi (eski adı Tunus Komünist İşçi Partisi idi).
Bu üç cephenin dışında bir de Ennahda’dan da daha koyu İslamcı olan ve günlük hayatı çok daha hızlı biçimde İslamileştirmeye çalışan Selefi hareketler mevcut.
Öyle anlaşılıyor ki, İslamcılar Halk Cephesi’nden rahatsız. Bu saldırıların başka türlü yorumlanması mümkün değil. Halk Cephesi en küçük cephe olduğu halde bu rahatsızlığı ardında her şeyden önce Tunus İçin Birlik’in Nida Tunes’in, bu partinin ise Beji Kaid Essebsi’nin çevresinde oluşmuş olması var muhtemelen. Essebsi ise 87 yaşında. Onun ölümünden sonra hem partisine hem de cephesine ne olacağı meçhul. Dolayısıyla İslamcılar asıl direnci Halk Cephesi’nde görüyor olabilir. Bunun bir başka nedeni de muhtemelen şudur: bulundukları her ülkede olduğu gibi Tunus’ta da İslamcılar toplumun en yoksul kesimlerinden destek buluyorlar. Tunus İçin Birlik gibi cumhuriyetçi cepheler ise esas olarak burjuvaziye ve varlıklı modern küçük burjuvaziye hitap edebiliyor. Oysa, Halk Cephesi, sınıf politikaları güderse (bu kesin değil) İslamcıların altını çok daha etkili şekilde oyabilir.
Öyle anlaşılıyor ki, İbrahimi suikastı Tunus soluna Tunus’un Mısır olmadığını hatırlatmak ve Halk Cephesi’ni sindirmek için gerçekleştirildi. Buna en iyi cevap sinmemektir. Geri çekilme çok daha tehlikeli yollara açılacaktır.
Yüreğimiz Tunus işçi sınıfıyla, emekçi halkıyla ve bütün ezilenleri iledir. Türkiye solu ve sendikal hareketi, haydi Tunuslu sınıf kardeşlerimizle dayanışmaya! Bizim halk isyanımız sırasında Erdoğan Kuzey Afrika turunda Tunus’u da ziyaret etmişti. O ziyaret sırasında Tunus’un sendikal konfederasyonu UGTT ile Belaid ve İbrahimi’nin mensubu olduğu Halk Cephesi’nin temsilcileri Erdoğan’ın bulunacağı ortamlara davetli oldukları halde gitmemiş, Erdoğan’ı boykot etmişlerdi. Onlar bizimle dayanışma gösterdi, sıra bizde!