Kuduz köpek roket adamdan kötüdür
Donald Trump, Birleşmiş Milletler kürsüsünden Kuzey Kore’yi “tamamen yok etmek” ile tehdit etti. Gerekçe ise herkesin malumu olduğu üzere Kuzey Kore’nin nükleer testleri ve füze denemeleri…
Emperyalist güdümlü medyaya ve ondan etkilenen boyalı basına göre Kuzey Kore’nin kendine özgü lideri Kim Jong Un dünya barışı karşısındaki en önemli tehlikeyi oluşturuyor. Durduk yerde hidrojen bombası patlatma deneyi yapıyor, füzelerini test ediyor. Hayır! Hiçbir şey durduk yere olmuyor! Emperyalistlerin dünya çapındaki hırsları uğruna savaşlarda ölmeden önce işçi ve emekçi milyonlar gerçekleri bilmeyi hak ediyor.
Kuzey Kore tehdit değil, ABD’nin tehdidi altında!
Kuzey Kore kendini savunmak için nükleer denemeler yapıyor. Evet kendini savunmak için; nükleer gücü olduğunu, isterse San Francisco olmasa bile Alaska’yı, ABD’nin Pasifik üssü Guam adasını vurabileceğini, hiç değilse Asya’daki en büyük ABD üssü olan Japonya’yı hedef alabileceğini gösteriyor. Çünkü ABD’nin Japonya’da 112 üste toplam 40 bin askeri bulunuyormaktadır. ABD’nin 70 zırhlı araç, 140 uçak, 20 bin denizci, 12 nükleer denizaltı ve USS Ronald Reagan nükleer uçak gemisine sahip 7. Filo’sunun karargâhı da Japonya’dadır. Güney Kore, 23 bin 500 askerle ABD’nin en çok asker bulundurduğu üçüncü (ikincisi 35 bin askerle Almanya’dır) ülkedir. Pasifik'te yer alan ve Kuzey Kore başkenti Pyongyang’a 3300 km mesafede olan Guam üssü ise Kuzey Kore’yi vuracak nükleer füzelere ve B-52 ağır bombardıman uçaklarına ev sahipliği yapmaktadır. Tablo açıktır. Kuzey Kore dünya barışı ve insanlık için tehdit değildir. Tam tersine emperyalist tehdit altındaki bir ülkedir.
Bush’tan Trump’a Kuzey Kore hep hedefte
Kuzey Kore nükleer güç gösterisi yapmadan barışçıl ve diplomatik yolları da denemiştir. Kuzey Kore 1985’te Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nı imzalamıştır. Kendisine nükleer teknolojiyi sağlayan SSCB yıkıldıktan sonra ABD ile 1994’te anlaşma imzalayıp nükleer tesislerini denetime açmıştır. 1998’de bir balistik füze denemesi yaptığında tepki görmüş ama ABD dahil “kaygılıyız” açıklamalarının ardından denemelerine son vermiştir. Dönüm noktası ise 2001 yılıdır. 11 Eylül’den sonra ABD emperyalizmi George W. Bush ile bir sürekli savaş başlatmıştır. ABD ilk adımda Afganistan’ı işgal etmiş ve ardından 2002 yılında Bush meşhur konuşmasını yaparak sıradaki ülkeleri “şer ekseni” olarak tanımlamıştır. Listenin başında Kuzey Kore vardır. Diğerleri ise Irak ve İran’dır.
Kuzey Kore: “Nükleer gücümü göstermezsem Irak gibi olurum”
2002 yılı ikinci Körfez savaşının başladığı ve ABD tarafından Irak’ın işgal edildiği yıldır. Irak işgalinin gerekçesi Saddam Hüseyin’in güya elinde olan kitle imha silahlarıdır. Oysa işgalden sonra da görülmüştür ki Irak’ın tek bir kitle imha silahı dahi yoktur. Ancak yalanının ortaya çıkması emperyalizmi durdurmamış Bush pişkince işgali sürdürmüş ve Irak’ı kan banyosuna çevirmiştir.
Kuzey Kore bunu gördükten sonra nükleer silah sahibi olmayışının emperyalist saldırıyı durdurmadığını apaçık görmüştür. Önce bir nükleer program yürüttüğünü gayri resmi olarak kabul etmiş, ardından da resmen nükleer bombaya sahip olduğunu duyurarak 1985’te imzaladığı anlaşmadan çekildiğini açıklamıştır. Tarih önemli: 2003! Yani Bush, Kuzey Kore’yi kara listeye alıp, listedeki diğer ülke olan Irak’ı işgal ettikten sonra.
Şimdi 2017’de Kuzey Kore, nükleer güç gösterisini hızlandırmıştır. Roketler Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un özel hobisi olduğu için değil, ABD emperyalizmi Pasifik’te devasa bir askeri yığınak başlattığı ve Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler kürsüsünden itiraf ettiği gibi eğer isteklerine boyun eğmezse Kuzey Kore’yi tamamen yok etmekten çekinmeyeceği için… ABD’nin dünyada bir ülkeye atom bombası atıp bunun hesabını da vermemiş tek ülke olduğunu bildiği için…
Kuduz köpek saldırıyor
Kim Jong Un’a diktatör, tek adam vb. denebilir, yozlaşmış rejiminin sosyalizmle de ilgisi yoktur ama Trump’ın kendisi ve onlarca Amerikan uşağı emir, şeyh, kral ve diktatör dururken onun karikatürleştirilmesinin altındaki kötü niyeti görmek gerekir. Trump, “roket adam” lakabını taktığı Kim Jong Un’u Amerikan filmlerinde elinin altındaki kırmızı düğmeye her an basacak çılgın adam tiplemesiyle dünyaya sunmaya çalışıyor. Oysa esas Donald Trump, “kuduz köpek” lakaplı Generali James Mattis’le birlikte Ortadoğu’dan Pasifik’e tüm dünyayı kanlı bir geleceğe doğru sürüklüyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2017 tarihli 97. sayısında yayınlanmıştır.