Kod 29 gitti, yeni iftira kodları geldi
“İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” kodu olan Kod 29, patronlar tarafından genelde işçiye tazminat ödemekten imtina etmek, özellikle de sendikal faaliyetleri engellemek için suistimal ediliyordu. Bu madde patronlar tarafından işçiye iftira atma serbestliği olarak yorumlanmakta ve uygulanmakta idi. Kod 29 kanunun işveren tarafından haklı fesih sebeplerini düzenleyen 25/2 maddesine dayanıyor. Bu maddeye dayanarak işçiler tazminatsız işten atılıyor, atılan iftira dolayısıyla yeni iş bulamıyor, hakkını yıllar süren işe iade davalarında aramak zorunda kalıyor. Pandemide işten çıkarma yasağı olduğu halde 176.662 işçi Kod 29’dan işten çıkarıldı. SGK bu sayının önceki yıllardan daha az olduğunu söyleyerek kendini savunuyor. Oysa gerçek şu ki AKP iktidarı ücretsiz izin uygulaması ile patronlara Kod 29’a başvurmadan da işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını gasbetme hakkı tanıdığı için bu rakam azalmıştır. Patronun kıdem ve ihbar tazminatı yükünden kurtulduğu, işçinin İşsizlik Sigortası Fonu’ndan aldığı günlük 47 lira 70 kuruşa talim ettiği “ücretsiz izin” dayatmasının bilançosu 2,5 milyon kişidir! AKP ve SGK’nın özrü kabahatinden büyüktür.
Kod 29 kalkmadı iftira maddesi ayrıntılandırıldı
Son bir gelişme olarak işçilerin büyük tepki gösterdiği ve sendikaların kaldırılmasını istediği Kod 29’un, SGK’nın yayınladığı bir genelge ile kaldırıldığı açıklandı. Ne var ki bu açıklama da gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Genelge Kod 29’u kaldırıp yerine 42’den 50’ye kadar 9 yeni kod yerleştiriyor. Patronların iftira atmasını engelleyen bir hüküm yok. Üstelik kötü niyetli patronların elinde son derece çirkin şekilde kullanılabilecek bir genelge söz konusu. Yeni kodlarla “ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı hareket” madde madde ayrıntılandırılmış. İçlerinde “cinsel taciz” (Kod 44), “sarhoşluk, uyuşturucu kullanma” (Kod 45) ve “hırsızlık” (Kod 46) gibi maddeler de var. Patronlar, sıklıkla işçileri “seni Kod 29’dan atarım iş bulamazsın o yüzden istifa et” diyerek tehdit etmekteydi. Şimdi bu tehdit yeni kodlarla çok daha ağır bir hal alabilir. Örgütsüz, deneyimsiz ve yasalar konusunda bilgisiz bir işçiye patronun “seni cinsel taciz koduyla atarım” diyerek tehditte bulunması çok daha büyük bir baskı yaratarak işçiyi kıdem ve ihbar tazminatlarını yakarak istifaya zorlayabilir.
İftira suçtur, cezası 1-4 yıl hapistir!
Yani söz konusu genelgeyle işçilerin ve sendikaların talepleri karşılanmıyor. Tam tersine yaşanan haksızlıkları katmerlendirecek bir yol açılıyor. Bunun başlıca nedeni Kod 29’un bir sonuç olması ve bu sonucu yaratan sebebin yani işçinin iş güvencesini gasbeden, patrona iftira atma olanağı tanıyan İş Kanunu’nun 25/2. maddesinin yerli yerinde durmasıdır. Bu durumda işçinin işini, ekmeğini ve onurunu savunması yine ancak bilinçlenerek ve örgütlü mücadeleyle mümkün olabilir. Öncelikle cinsel taciz, hırsızlık, uyuşturucu gibi konular, iş akdinin feshinin dışında adli ceza gerektiren konulardır. Patron kesinleşmiş yargı kararı olmaksızın işçiyi bu suçlarla ilgili kodlarla işten atarsa, işçinin iftira davası açma hakkı doğacaktır. Bu durumda işçiler patronlara, mutlaka iftira davası açacaklarını ve iftiranın cezasının 1 ila 4 yıl hapis olduğunu hatırlatmalıdır. İşçiler asla tehdit ve şantajlara boyun eğmemeli, haksızlığa uğradıklarında mutlaka işe iade davası yanında iftira davası da açmalıdır.
İftira kodları ile birlikte iş kanunu 25/2. madde de kaldırılmalıdır!
İşçiler ve emekçiler, işini, ekmeğini, onurunu dün olduğu gibi bugün de örgütlenerek ve mücadele ederek savunmak zorundadır. Kod 29 kaldırılsın talebi karşılık bulmamıştır. Tüm iftira kodlarıyla birlikte İş Kanunu’nun 25/2. maddesi kaldırılmalıdır. İşçinin işten atıldıktan sonra hakkını mahkemede aradığı düzen yerine işçinin iş güvencesini sağlayan ve patronun iddiasını işten çıkarmadan önce kanıtlamak zorunda olduğu bir işleyiş kurulmalıdır. Ücretsiz izin dayatmasının kod adı olan yalancı işten çıkarma yerine derhal, hemen gerçek bir işten çıkarma yasağı getirilmelidir. Bu genel talepler için birlikte ve örgütlü bir şekilde mücadele ederken, her fabrika ve işyerinde de işçiler haklarını bilmeli, iftiraları sineye çekmemeli, patrona iftira davası açmak dahil olmak üzere hukuki haklarını kullanmaktan imtina etmemelidir.