Fransa: Patlamaya hazır fıçı
Burjuvazi dünyanın her yerinde, ama en çok Avrupa’da Emmanuel Macron’un cumhurbaşkanı seçiminden sonra genel seçimlerden de açık ara galip çıkmasına pek sevindi. Fransa’nın daha düne kadar içinde kıvrandığı sorunlar sanki “Allah’ın lütfu” olarak gönderilmiş bir yeni yetme politikacı seçimleri kazandı diye ortadan kalkacak. Oysa tam tersi geçerli.
Macron’un zaferi aslında Fransa’nın derin yarılmalarının ürünü. Şayet büyük bir tehdit olarak yükselmekte olan ön-faşist bir partinin lideri Marine Le Pen karşısında yarışıyor olmasaydı, Macron hiçbir şekilde cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 65’in üzerinde oy alamazdı. Genel seçimlerde ise mecliste rahat bir çoğunluğa erişti ama aslında hiç de büyük bir başarı ile değil. Macron’un yeni kurduğu siyasi partinin aldığı oy toplamı, kendisinin cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda aldığı ve gerçekten kendisine ait oydan bile az! Bütün mesele şu: Halk sandığa bile gitmedi. Genel seçimin ilk turunda katılım oranı yüzde 49’da kaldı! Bu, ABD’de alışılmış bir şeydir, ama Avrupa’da çok ender görülür. Bu yetmedi, bütün propagandaya rağmen ikinci turda katılım yüzde 43’e düştü! Tarihi bir rekor!
İşte böylesine aldatıcı bir zaferle meclisi kazanan Macron şimdi icraatına işçi sınıfının haklarına saldırarak başlıyor. Oysa meclisi kazandı ama toplumu kazanmış değil. Büyük “zafer”ine rağmen Macron işçi sınıfı içinde hâlâ azınlık. Genel seçimin ikinci turunda işçilerin üçte ikisi sandıktan uzak durdu! Oysa tam da bu işçi sınıfı, bundan sadece bir yıl önce, bugün Macron’un hazırlamakta olduğu saldırıdan çok daha hafif duran bir taarruza karşı üç ay boyunca defalarca genel greve ve büyük yürüyüşlere gitmişti. Şimdi neden dursun?
İşte Fransa resmi toplum ile gerçek toplum arasındaki bu kopuş sonucu patlamaya hazır bir fıçı görünümünü veriyor. Karanlık bir köşede ise Macron’un saf neoliberalizminin kendi eline oynayacağını düşünen ve ona göre hazırlanan bir Marine Le Pen bekliyor. Neoliberalizm, faşizm ve işçi sınıfı mücadelesi. Bu şeytan üçgeni Fransa’yı ve tabii bütün Avrupa’yı sarsacak.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2017 tarihli 94. sayısında yayınlanmıştır.