Krizin bedelini önce kadınlar ödüyor: Kadın işsizliği zirve yaptı!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz ay Temmuz dönemine ait işsizlik verilerini açıkladı. Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı %11,2 ile son altı yılın en yüksek değerine ulaşmış oldu. Bu oran, genç nüfusta (15-24 yaş) ise %20’ye kadar çıkıyor.
Bu rakamlar ekonominin gidişatı bakımından önemli veriler sunuyor ancak bizim bu yazıda dikkat çekeceğimiz nokta kadınlardaki istihdam kaybı. Zira TÜİK’in aynı verilerine göre kadınlardaki işsizlik oranı %14. Genç kadınlarda ise %25’e varıyor. Daha çarpıcı olan, Haziran ayına göre Temmuz’da işini kaybeden sanayide çalışan 76 bin işçiden 69 bini kadın. 7 bin erkeğe karşılık 69 bin kadın! Çarpıcı olan sayılar arasındaki uçurum. Kriz dönemlerinde ilk vazgeçilenin her zaman kadın olduğunu bizler zaten biliyoruz. Peki neden bu böyle? Kadınlar erkeklere göre güçsüz olduğu için daha mı verimsiz?
Kadınlar güvencesiz çalıştırılıyor
Bu soruların cevabı, hükümet yetkililerinin kadının yerinin evi, işinin ise annelik olduğuna dair açıklamalarında ve son yıllarda çıkarılan kadın istihdam paketinde, ailenin ve dinamik nüfusun korunması programında, kiralık işçilik yasasında yatıyor. Kadının esas işinin ev işleri ve çocuk bakımı olduğu durmadan pekiştiriliyor, çalışma koşulları da buna göre düzenleniyor. Evdeki mesaiden fırsat bulabildiği ölçüde, geçici yani kiralık işçiliğe mahkûm ediliyor, işyerlerine kreş açmak yerine kadınların evden çalıştırılması sağlanıyor, doğum yapacağı gerekçesiyle esnek çalıştırılması yasal güvence altına alınıyor. Hazır evdeki işler kadının üzerine yıkılmışken ve asli görevi olarak benimsetilmişken, kapitalizmin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri olan güvencesiz ve esnek çalışma koşulları da en kolay kadınlara dayatılabiliyor. Hâl böyle olunca, kriz dönemlerinde tazminatsız, en rahat işten atılanlar kadınlar oluyor.
Kadının güvencesiz çalıştırılmasının patronlar açısından tek avantajı kolay işten atılabilmesi de değil. Patronları kreş açma, süt ve doğum izni verme gibi maliyetlerden de kurtarıyor. Evden çalışan kadınlar sayesinde işyeri giderleri düşürülüyor. Ayrıca kadının ev işlerini aksatmaması, iş gücüne katılabilmesi için daha çok çocuk yapması da sağlanmış oluyor.
Verimsiz olan kadın değil, düzeniniz!
Başta sorduğumuz soruya geri dönelim. Hayır, kadınlar daha verimsiz değil. Aksine, işyerindeki mesaisinin ardından eve gelip koca bir mesai daha harcıyor. Verimsiz olan kapitalist düzenin kendisidir. Toplum tarafından kolektif bir şekilde yapıldığında çok daha kısa sürede ve az maliyette yapılabilecek ev işlerini tek tek evlerde kadınların üzerine yıkmaktadır. Bunu da ev işlerini bedavaya getirmek ve kadınları güvencesiz çalışmaya mahkûm edebilmek için yapmaktadır.
Öyleyse taleplerimiz bellidir. Her türlü güvencesiz, esnek, sigortasız ve sendikasız çalıştırılmaya son verilmelidir. Doğum izni devredilemez babalık izni ile desteklenmeli, çocuk bakımına erkekler de dâhil edilmelidir. İşyerlerinde kreş, yemekhane ve servis hizmetleri verilmeli, ev işleri kadının üzerinden alınıp kolektif merkezler tarafından karşılanmalıdır. Tüm bu taleplerimiz için bir kez daha, emekçi kadınlar en öne!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2016 tarihli 85. sayısında yayınlanmıştır.