8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde kadınlar meydanlarda/ Güncellendi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirilen eylemler, etkinlikler devam ediyor. Kadınlar, haklarını savunmak, taleplerini haykırmak için meydanlara çıkıyor.
İzmir’de coşkulu 8 Mart mitingi
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle İzmir’de miting düzenlendi. İşçi emekçi kadınların daha rahat katılabilmesi için 10 Mart Pazar günü yapılan miting Cumhuriyet Meydanı’ndan yürüyüş ile başladı. Saat 14:00’te Cumhuriyet meydanında toplanan kadınlar miting için Gündoğdu’ya yürüdü. Devrimci İşçi Partisi yürüyüşe ve mitinge “İstibdada, sömürüye, erkek egemenliğine, emperyalizme karşı orta yol yok! Emekçi kadınlar en öne!” yazılı pankart ile katıldı. Yürüyüş esnasında Devrimci İşçi Partisi kortejinde sık sık “Kapitalizme, emperyalizme, istibdada ve sömürüye orta yol yok”, “Kahrolsun erkek egemen kapitalist sistem” sloganları atıldı. Gündoğdu’da tamamlanan yürüyüş sonrasında emekçi kadınlar kürsüsünden işçi kadınlar kitleye seslendi. Yapılan konuşmalarda sendikal örgütlülüğün önemi ve mücadelenin devamlılığına değinildi. Ege Üniversitesi’nde işten çıkarılan bir kadın işçi, bu baskı yönetiminin ancak emekçi kadınların mücadelesini büyüterek yıkılacağını vurgulayarak sendikal örgütlenme çağrısı yaptı. İşçi kadınların konuşmaları ve mesajları sonrasında basın açıklaması okundu.
Basın açıklamasında ekonomik krizin faturasının işçilere, özelikle de kadın işçilere ödetilmeye çalışıldığı vurgulandı. Krizin yakıcılığı şu cümlelerle ifade edildi: “Yaşanan ekonomik krizle birlikte birçok sektörde yarı yarıya daralma olmuş, birçok şirket konkordato ilan etmiş, binlerce şirket kapıya kilit vurmuştur. Her 8 Mart öncesi reklamlarla kadın istihdamını artırdıklarına ilişkin gösteriş yapan burjuvazi, kriz anında ilk kadınlardan vazgeçmiştir. Mevcut durumda kadın işsiz sayısı erkek işsiz sayısının 3 katı fazla iken krize karşı alınan önlemler sonucunda ise ilk işten çıkarılanlar güvencesiz, esnek ve düşük ücretli işlerde çalışan kadınlar olmuştur. Çalışan kadınlar işten atılırım korkusuyla mobbinge, şiddete, tacize karşı ses çıkaramaz hale gelmiştir.” sözleriyle dile getirildi. Basın açıklaması sonrasında konserle miting sona erdi.
Eskişehir'de kadınlar 8 Mart yürüyüşü
Eskişehir’de kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sebebiyle Eskişehir Demokratik Kadın Platformu’nun çağrısıyla saat 18:30’da Espark’ın önünde toplanarak Adalar Migros önüne bir yürüyüş gerçekleştirdi.
Islıklarla, alkışlarla, sloganlarla gerçekleşen yürüyüşe Devrimci İşçi Partili Kadınlar “İstibdada karşı orta yol yok! Ekmek, gül ve hürriyet için emekçi kadınlar en öne!”, “Kapitalizme karşı orta yol yok! Sermayenin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!, “Şiddete, tacize karşı orta yol yok! Erkek egemenliğinin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!”, “Emperyalizme karşı orta yol yok! Emperyalizmin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!” yazılı dövizleriyle katıldılar. Eylem boyunca sık sık “yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması”, “kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet!”, “kadın, yaşam, özgürlük” sloganları hep bir ağızdan haykırıldı.
Yürüyüşün ardından okunan basın açıklamasında artan kadın cinayetlerine, şiddete, tacize, tecavüze karşı kadınların başkaldırdığı vurgulandı. Sermayenin, ekonomik krizin bedelini en ağır şekilde kadınlara ödetmek istediğinin altı çizildi, kadınlar “krizin kölesi olmayacağız" diye seslerini yükseltti. Basın açıklamasının ardından eylem halaylarla sona erdi.
Çorlu'da 8 Mart'ta, kriz, şiddet, sömürü ve emperyalizme karşı mücadele vurgusu
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde Çorlu Kadın Platformu 18:30'da Heykel Meydanı'nda toplandı ve "Krize, sömürüye, şiddete, emperyalizme, KHK'lara ve eşitsizliğe karşı mücadelemizi büyütüyoruz!" pankartı ile Belediye Meydanı'na yürüdü. Çorlu Kadın Platformu'nun eylemine Tekirdağ Barosu ve Eğitim-İş sendikası da destek verdi.
Devrimci İşçi Partili Kadınlar, “İstibdada karşı orta yol yok! Ekmek, gül ve hürriyet için emekçi kadınlar en öne!”, “Kapitalizme karşı orta yol yok! Sermayenin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!, “Şiddete, tacize karşı orta yol yok! Erkek egemenliğinin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!”, “Emperyalizme karşı orta yol yok! Emperyalizmin zincirlerini kırmak için emekçi kadınlar en öne!”, "Özsavunma haktır yargılanamaz!", "Erkek şiddetine karşı özsavunma örgütlenmeleri kuralım!", "Kadınlara yönelik suçlara ağırlaştırılmış cezalar uygulansın!" dövizleriyle katıldı.
Belediye meydanında platform adına yapılan açıklamanın ardından, Öykü Arin için annesinin yazdığı ve 8 Mart meydanlarındaki kadınları dayanışmaya çağırdığı mesaj okundu. Eylem halaylarla, sloganlarla sona erdi. Çorlu Kadın Platformu'nun yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:
Basın açıklaması:
Sevgili kızkardeşlerimiz, değerli basın emekçileri, Çorlu'nun emekçi halkı,
Yıl 1857... New York’ta kurulu Cotton Tekstil Fabrikasında dokuma işçisi kadınlar çok ağır çalışma koşulları altında günde 15 – 16 saate varan sürelerde düşük ücretlerle çalıştırılıyordu.Koşulların dayanılmaz hale gelmesi üzerine greve çıkan kadın işçilerin talepleri çalışma koşullarının iyileştirilmesi ,çalışma saatlerinin 10 saate indirilmesi,eşit işe eşit ücrettti.patron diğer işçilerle dayanışmayı önelemek için fabrikanın kapılarına kilit vurdu.O sırada fabrika içerisinde çıkan şüpheli yangında kaçabilecek yeri olmayan kadın işçilerden 129 u yanarak hayatını kaybetti.
Takvimler 8 mart 1857 ‘yi gösteriyordu.O günden bu güne mücadelemiz sürüyor.
Bu düzende kadınlar daha çok çalışıp, daha az kazanıyor. Emeği para etmiyor, bütün dünyanın yükünü omuzlarında taşıyor ama emeği görünmüyor.Yoksullaşmadan, ağır çalışma ve yaşam koşullarından, şiddetten, ayrımcılıktan, hak gasplarından en çok etkilenen kadınlar, krizin etkilerini de en ağır biçimde yaşıyorlar. Kapitalizmin yarattığı krizinin tüm yükünü yoksul emekçi ailelerine yükleyerek krizi yönetmeye çalışan iktidar, “Kadın ailenin lokomotifidir” diyerek bu yükü en önde kimin göğüslemesini istediğini de itiraf etmiş oluyor. Kadınların fıtrat gereği erkeklerle eşit yaşayamayacağı zihniyeti, krizin kader gibi gösterilmesiyle birleşerek kadınlara çaresizlik duygusunu dayatıyor. Yaratılan siyasi kutuplaştırma, aynı sorunları yaşayan kadınların yan yana gelmesine engel olurken onları birbirine karşı güvensizliğe, yalnızlığa itiyor, değiştirip dönüştürme güçlerini zayıflatıyor.
Bugün 8 Mart'ta bir kez daha söylüyoruz! Krizi biz yaratmadık, bedelini biz ödemeyeceğiz!
Erkek egemen kapitalist sistemin anlamı bizim için yalnızca, sömürü, işsizlik, yoksulluk değil! Aynı zamanda şiddet, taciz, tecavüz de demek! Her yıl kadına yönelik şiddet artıyor. Her yıl kadın cinayetlerine daha fazla kız kardeşimizi kurban ediyoruz. 2017'de 409, 2018'de 440 kadın, her gün en az bir kadın erkek şiddeti sonucu yaşamını yitiriyor. Geçen yıl yaşamını yitiren 440 kadından biri de 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet kardeşimizdi. Tecavüze uğradıktan sonra bir plazanın 20. katından aşağıya atılarak öldürüldü. Şubat ayında görülen ilk duruşmada, biz Şule için adalet sesini yükseltirken, sanıklardan biri mahkeme sırasında yaptıklarını "sizin taciz dediğiniz benim duygularım" diye savunma cesaretini gösterebiliyor. Çünkü bu düzen, kadınları değil, erkekleri koruyor. Kadın cinayetlerinin, şiddetin faillerine iyi hâl indirimleri uyguluyor, onları adeta yüreklendiriyor.
Sadece bunlar da değil. Mevcut iktidarın sözcülerinin ağzından düşmeyen dökülmeyen kadın düşmanı sözler ve uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla da kadına yönelik şiddeti kışkırtıyor. Daha yeni, toplumsal cinsiyet eşitliğinin toplumun değerlerine uygun olmadığını ilan etti. YÖK başkanı Toplumsal Cinsiyet Eşitliği projesinin sonlandırıldığını duyurdu. Daha önce de Milli Eğitim Bakanlığı "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" projesini durdurma kararı almıştı. Toplumsal cinsiyet eşitliğine inanmayan bu iktidarın sığınma evinde kalmak zorundaki 12 bin kadının bırakın seçilmeyi seçme hakkını bile kullanamaması karşısında kılını dahi kıpırdatmaması elbette bizi şaşırtmıyor.
Üç kuruşa saatlerce çalıştıktan sonra nasıl geçineceğimize dair söz söyleyen yok. Çarşı, pazar ateş pahası olmuş; ihtiyaçlarımızı nasıl alacağız, onu diyen yok. Eğitim, sağlık tamamen paralı hale gelmiş, işsizlik rekor kırıyor. Şiddet, taciz, tecavüz, cinayetler yaşamımızın parçası haline gelmiş Tercih etmediğimiz bir savaşta kaybettiğimiz çocuklarımız, kardeşlerimiz birer sayıdan ibaret sanki.
Biz 8 Mart'ta bir kez daha söylüyoruz! Kadın düşmanı politikalara, şiddete karşı susmuyoruz. Özsavunma hakkımızdır diyoruz. Katillerden, onları koruyup kollayanlardan sorulacak hesabımız var! Bu hesabı sormak için tüm kadınları dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz.
AKP iktidarı, OHAL ile birlikte en temel demokratik haklarımızı daha da baskı altına almaya çalıştı. Bugün OHAL kalktı ama memleket adeta fiili OHAL ile yönetiliyor. KHK'larla işimizden ekmeğimizden etti. Geçtiğimiz yıl Çorlu'da 8 Mart eylemimize saldırdı. Daha geçtiğimiz haftalarda eylem sırasında gözaltına aldığı bir kadını güpegündüz taciz eden polise bir madalya takılmadığı kaldı. 100 yılı aşkın bir süre önce insanca yaşama güvencesi ve kadınların yok sayılmadığı hayatı simgeleyen Ekmek ve Gül sloganı ile başlayan mücadelemiz, bugün bu topraklarda Hürriyet mücadelesi ile birleşti. Bugün burada 8 Mart'ta bir kez daha haykırıyoruz: Fiili OHAL rejimine, baskılara, KHKlara karşı mücadelemiz sürecek. Onların devri bitecek, biz geleceği kendi ellerimizle kuracağız.
Emperyalist savaş, özellikle Ortadoğu'yu kadınların köle pazarlarında satıldığı, işkence ve tecavüze maruz kaldığı bir barbarlığın pençesine düşürdü. Bu barbarlıktan kaçan kadınlar gittikleri yerlerde de yine aynı tehditlerle karşı karşıya kalıyor. Savaş en çok kadınları vuruyor. Ve bugün emperyalizm bir kez daha savaş tehdidi savuruyor. Venezuela'yı hedef alıyor. Bizden binlerce kilometre uzakta olsa da fark etmez. Dünyanın neresinde olursa olsun, kadınlar emperyalist savaşın yarattığı yıkımın ortasında yaşadığı sürece hiçbirimiz güvende olamayız. İşte bu nedenle 8 Mart'ta bu meydanda bir kez daha tüm kadınları geleceğimizi, yaşamımızı tehdit eden emperyalizme karşı mücadeleye çağırıyoruz.
Ve tüm dünyada kadınların bu düzene karşı yükselttiği mücadelen güç alıyoruz. Çünkü biliyoruz, tüm bu şiddet, sömürü, ayrımcılık ve savaş düzenine rağmen, kadınlar baskılara boyun eğmiyor. Geçtiğimiz 8 Mart'tan bugüne geçen zamana baktığımızda, ABD'den Polonya'ya, Arjantin'den İrlanda'ya, Hindistan Brezilya'ya ve ülkemizde on binler, yüzbinler hatta milyonlarla meydanları doldurdu. Biz de bugün bu mücadeleye Çorlu'dan ses veriyoruz! Ve ayrıca bugün 297 gündür devam eden Flormar işçilerinin direnişi anlaşma ile sona erdi. 297 gündür her türlü zorluğa, zorbalığa rağmen direnen işçilere selam olsun. Elbetteki bu direnişin asli unsuru kadın işçilere bin selam! Ve en güçlü sesimizle buradan bir kez daha haykırıyoruz:
Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Kadın Dayanışması!