MESS ile müzakereler başladı: Sonucu mücadele belirleyecek!
Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olan MESS grup toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 150 bin metal işçisini ilgilendiren sözleşmede Türk Metal ve Özçelik-İş sendikaları 26 Eylül’de, Birleşik Metal-İş sendikası ise 28 Eylül tarihinde MESS ile ilk görüşmeleri gerçekleştirdiler.
Bahanelerin arkasına saklanmayın, işçinin sesine kulak verin!
Görüşmeler başlamadan hemen önce MESS’e bağlı fabrikaların ezici çoğunluğunda örgütlü olan ve bu fabrikalarda yaklaşık 130 bin üyesi olan Türk Metal sendikasının Genel Başkanı Pevrul Kavlak Cumhuriyet gazetesine açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalarda Pevrul Kavlak, krizin faturasının sürekli olarak işçilere kesildiğinden, TÜİK’in gerçeği yansıtmayan enflasyon verilerinden ve grev yasaklarından şikâyet etti. Renault, Tofaş, Ford, Arçelik gibi sözleşmenin en önemli ve en kalabalık fabrikalarında örgütlü olan bir sendikanın genel başkanının görevi bunlardan şikâyet etmek değil. Bir yandan işçilerin krizsavar olmadığını söyleyen ve TÜİK verilerinden şikâyet eden Kavlak, bir yandan da işçilerin o kadar tepki göstermesine rağmen çok düşük bir taslak hazırlayarak krizin faturasının işçilere kesilmesi suçuna ortak oluyor. Öte yandan metal işçileri şunu biliyor ki hiçbir şey işçilere bahşedilmez, her türlü hak söke söke mücadele ederek kazanılır. Türkiye’de grev hakkı 1963 yılında Kavel fabrikasında yapılan grevle kazanılmıştır. Bugün de grev yasaklarına karşı şikâyet etmek, bu yasakları düşük zamlara bahane etmek değil, grev yasaklarını grev yaparak ezip geçmek gereklidir. Anayasa Mahkemesinin grev yasaklarını anayasaya aykırı bulan kararı ortadadır. Bundan da önemlisi geçtiğimiz yıl içinde Bekaert ve Schneider fabrikalarında grev yasağına rağmen greve çıkılmış ve bu grevler ciddi kazanımlarla bitmiştir. Yani, Pevrul Kavlak bahane üretmeyi bırakmalı ve gerçek anlamda grev yasaklarına karşı, krizin faturasının işçilere ödetilmesine karşı tabana kulak verip mücadele etmelidir.
Pazarlık patronların yalanları değil işçilerin gerçekleri üzerinden yapılmalı
İlk görüşmelerde iki tarafın da değişiklik önermediği idari maddeler görüşülüyor. Fakat önümüzdeki aylarda başta ilk 6 aylık ücret zammı olmak üzere metal işçileri için önemli maddelere geçilecek. Sözleşmeden önceki son 6 ay için TÜİK enflasyonu yüzde 30 civarında. MESS masaya bu oranı getirerek her zamanki gibi metal işçilerini sefalete mahkûm etmeye çalışacak. Fakat metal işçilerinin çarşıda pazarda yaşadığı hayat pahalılığı bunun çok üzerinde. Şu anda MESS’e bağlı fabrikalarda işçilerin ortalama saat ücretleri 67 lira civarında. 2021 Eylül ayından itibaren geçerli olan bir önceki sözleşmeden bu yana, 6 aylık enflasyon oranları TÜİK değil ENAG’ın açıkladığı enflasyon verileri üzerinden alınsaydı şu an ortalama ücret 172 lira olacaktı. Yani şu an metal işçileri yüzde 156 zam alırlarsa sadece son iki yılda alım gücünde gerçekleşen kaybı telafi etmiş olacaklar. Bu sebeple sendikaların hiçbir şekilde TÜİK verilerini kabul etmemeleri, pazarlığı gerçek enflasyon verileri üzerinden yapmaları gerekiyor. Masada patronların yalanları değil işçilerin gerçeklerinin konuşulması gerekiyor.
Vergi yükü patronlara!
İlk 6 aylık ücret zammı dışında Birleşik Metal-İş sendikasının taslağında sınıfsal olarak büyük kazanım olabilecek maddeler mevcut. Bunlardan en önemlisi gelir vergisi matrahının yüzde 15’e sabitlenmesi ve bunun üstündeki vergi yükünün patronların sırtına bindirilmesini teklif eden madde. Sendikalı fabrikalarda üçüncü dördüncü aydan itibaren işçilerin vergi yükü gittikçe artıyor, yıl sonu geldiğinde işçilerin maaşından binlerce lira daha, gelir vergisi olarak kesiliyor. Bu maddenin maddi kazancı da çok önemli olmakla birlikte vergi yükünün işçilere değil patronlara yüklenmesi bakımından, Türkiye işçi sınıfının önünü açabilecek ve bunun başka sendikalı fabrikalarda imzalanan sözleşmelere de girmesini sağlayabilecek bir madde. İlk altı aylık zamların zamanla erimesi olasılığı varken bu madde kalıcı bir kazanım olarak işçiler tarafından çok önemseniyor. Hükümetin ve patronların krizin faturasını patronlara ödetmeme planlarına karşı, bu maddenin hayata geçirilmesi tüm işçi sınıfı için çok önemli bir kazanım olacaktır.
Ne alacaksak mücadele ederek alacağız!
İlk görüşmelerle beraber müzakere süreci başladı. Her zaman söylediğimiz gibi bu müzakereler masada yapılmakla beraber esas belirleyici olan metal işçilerinin mücadele yönünde gösterecekleri irade olacak. Bu sebeple tüm fabrikalarda başta grev eğitimi olmak üzere toplu sözleşme sürecinde iç örgütlülüğü arttıracak ve MESS’e gözdağı verecek eğitimlerin düzenlenmesi ve fabrikaların greve hazırlanması gerekiyor. Bu sözleşme masada bile bitecek olsa, alınacak her bir kuruş grev iradesi sayesinde alınacak. Yalan enflasyon verileriyle, grev yasaklarıyla krizin faturasını işçilere ödetmeye çalışanlara karşı bahane yok işgal, grev, direniş var!