DİP Soma’da örgütlenme özgürlüğünü savunmak için çağrı yaptı
Devrimci İşçi Partisi, Soma’da henüz yeni yitirdiğimiz bir madencinin taziyesi esnasında DİSK Dev Maden-Sen’in örgütlenmesine yönelik olarak düzenlenen linç tarzı saldırı karşısında sendikal hareketin ve bütün sosyalistlerin ortak bir yanıt vermesinin önemine yayınladığı bir açık mektup ile dikkat çekti. Sosyalistler arasında ortak mücadele eğilimlerinin güç kazandığı bu dönemde, DİP’in bütün sosyalist parti ve hareketlere yönelttiği Soma’da ortak miting önerisi, bu tür birlikteliklerin nasıl inşa edilmesi gerektiğini de gösteriyor. Aşağıda çok sayıda sosyalist parti ve harekete ve başta DİSK ve Dev Maden-Sen olmak üzere sendikalara yolladığımız metni yayınlıyoruz. Gazetemiz baskıya giderken bu çağrıya herhangi bir yanıt gelmemişti. Bundan çok daha önemli olmak üzere, DİSK’in Soma’daki örgütlenme çabasına yönelen saldırıya güçlü bir yanıt gündeme hiç gelmemişti.
Değerli dostlar,
On sınıf kardeşimizi daha bir iş cinayetine kurban verdik. Hepimizin başı sağ olsun!
Üç gün önce Soma’da madenciler arasında örgütlenme çalışması yaptıkları bilinen Kamil Kartal ve Başaran Aksu ile maden işçisi Onur Uzan yüzlerce kişiden oluşan bir güruhun planlı saldırısına uğradılar. Kamil Kartal başına darbe almış olduğu için geceyi hastanede müşahede altında geçirdi. Saldırının daha büyük hasarla sonuçlanmamış olmasını arkadaşlarımızın ustalığına ve talihli olmasına yorabiliriz. Bu kadar kalabalık bir güruhun sendikacılara ve işçi arkadaşımıza daha büyük bedensel zarar vermesi hiç de şaşırtıcı olmazdı.
Bu saldırının kimler tarafından düzenlenmiş olduğunu bilmek için kâhin olmaya gerek yok. 13 Mayıs’taki iş katliamından sonra işçilerin sorumlulardan biri olarak gösterdiği Türk-İş’e bağlı T. Maden İş, olaydan önce arkadaşlarımızı tehdit ettiğine göre ve bir süredir üyelerini Dev Maden-Sen’e kaptırmaktan dolayı sürekli hırçınlık gösterdiğine göre, sendika en azından faillerden biri olmalıdır. Tabii, “dayıbaşı” sisteminde işçilerin üzerinde hiyerarşik bir hâkimiyet kuran katman katman işverenler silsilesi de bu tür bir eylemi kolaylıkla örgütleyebilir. Ama T. Maden-İş’in şu ana kadar bu saldırıyı tam da olduğu gibi, yani işçilerin sendikal haklarına bir saldırı olarak görüp kınamamış olması, bunların sendikal çalışmadan ne anladıklarını ortaya koymaktadır.
Değerli dostlar,
Soma madencisinin mücadelesi sıradan herhangi bir işçi topluluğunun mücadelesine benzemez. Soma, ilk günlerde Tayyip Erdoğan’ı Soma’ya sokmayarak, daha sonra “kamulaştırma” ve “taşeronlaşmanın yasaklanması” taleplerini ileri sürerek, adım adım kendisini eylem içinde bir sarı sendika olarak tanımlamakta olan T. Maden İş’in bölge yönetiminin istifa etmesini dayatarak ve sonunda sendikanın merkez bürokrasisi istifa talepleri karşısında manevralar yapınca önemli bir kitlesiyle Dev Maden-Sen’e geçerek Türkiye’nin tamamının gözlerini dikmiş olduğu bu işçi havzasının ülke çapında bir mücadeleye öncülük yapma potansiyeli gösterdiğini kanıtlamıştır. Katliama karşı vereceği cevaba kimse engel olamaz, olmamalıdır. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen saldırıyla yapılan tam da budur.
Soma’daki olayın hemen ardından İstanbul’da Beşiktaş Belediyesi’nin “çiçek dikme” faaliyetinin “işçi hakları” gibi lüzumsuz konularda düzenlenen bir protesto eylemiyle kesintiye uğraması karşısında yine bir güruhun işten çıkartılmış olan protestocu taşeron işçisine saldırması olayın genelleşme eğilimini de ortaya koymuştur.
Bütün bu farklı nedenlerle, Türkiye’nin sosyalist, ilerici, demokrat güçleri toplu halde Soma işçisinin örgütlenme haklarını ezdirmeyeceğini açık ve seçik biçimde ortaya koymalıdır. DİSK ve Dev Maden-Sen’in öncülüğünde düzenlenecek bir mitinge sendikal ve sosyalist hareketlerden yüksek düzeyde katılım sağlanmalıdır. Bütün partiler genel başkanları düzeyinde ve mümkün olduğunca kitlesel biçimde bu mitingde yer almalıdır. Bu Türkiye sendikal hareketinin de, sosyalist hareketinin de ortak davasıdır. Sendikalaşma hakkını Soma’nın meydanlarında terk edersek, yarın hiçbir yerde örgütlenemeyebiliriz. Bu güruha, sarı sendikacılara ve dayıbaşılarla onları meydana sürenlere cevap vermeliyiz.
En yakın zamanda ortak bir miting düzenlenmesi için en birleştirici girişim Dev Maden-Sen’den gelen olacaktır. Dev Maden-Sen ve DİSK’in bu tarihsel görevi üstleneceklerini umuyoruz.
Değerli dostlar,
Soma’da sendikacı ve işçilere yönelen saldırı ve İstanbul’daki 10 işçinin ölümü, bize işçi sınıfının günlük mücadelesinin dahi sosyalistlerin desteğine ihtiyaç gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu vesileyle işçi sınıfının sorunları ve talepleri etrafında birleşik mücadele yolunda daha kalıcı çerçeveler de oluşturmanın yararlılığına sadece dikkat çekmek istedik. Şayet Soma’da yaşanan linç girişimi konusunda yeterince sağlam adımlar atarsak o zaman bu tür bir kalıcı birlikteliği oluşturmak için önümüz açılmış olacaktır.
Sungur Savran
Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı
7 Eylül 2014
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2014 tarihli 59. sayısında yayınlanmıştır.