Patronların karnı, zevki ve sefası işçilerin cefasıyla gerçekleşiyor!
Merhaba, ben Bodrum'da otelde çalışan bir turizm işçisiyim. Bodrum, Çeşme, Antalya, Marmaris gibi yerlerde oteller genellikle ''sezonluk'' diye adlandırılan turizm otelleri. Yani Mart-Nisan gibi açılış yapan sonra da Ekim ayında kapanan cinsten oteller. Dolayısıyla resepsiyonundan, ön büroya, house-keeping departmanına, garsonlara ve mutfakta çalışan aşçılara kadar bu otellerde çalışan turizm işçileri Ekim ayı geldiğinde memleketlerine dönüp yeni ''işler'' aramak zorunda.
Milyonlarca turizm işçisi gibi bir otelde çalışmak için işbaşı yaptığımda ilk olarak oryantasyon almak için toplantı salonunda toplandık. Otelin ne kadar güzel, kaliteli olduğundan, bu yüzden oda fiyatlarının pahalılığından bahsedildi. Biz işçiler, bir ay emeğimizin karşılığı bir günlük odada kalamayışımızla karşı karşıya kalmış olduk. Mayıs ayında bir odanın en düşük fiyatı 450 euro olarak belirlenmiş durumda. Yani bir yandan zenginler işçilerden sömürdükleri paraları rahat içinde harcamaları için biz işçiler-emekçiler saatlerimizi, alın terimizi harcamak zorundayız. Odaların herhangi birinde kalmak için ise, hiç harcama yapmadan bir ay çalışmak bile yetmiyor! İşte sınıfsal eşitsizlik ve adaletsizliğin apaçık örneği. Bir dipnot verilecek olursa, otelin sağladığı villa tipi seçenekler ise bir günlük 20 bin - 40 bin euro arasında seyredebiliyor. Bir işçinin kaç gün, ay, yıl çalışması gerekiyor?
24 Haziran'da patron partilerinin seçeneği ne turizm işçilerini rahatlatacak, ne de zenginin bir günde binlerce lira harcadığı düzene son verecektir. Tam tersine 25 Haziran'da ne ''Cumhur İttifakı'' ne de ''Millet ittifakı'' patronların daha fazla sömürmesine dur demeyecek, aksine sömürü düzenini kamçılayıp patronların ellerini kiri gibi para harcamalarına son vermeyecektir. Bu nedenle, patron partilerine, işçi düşmanlarına verecek oyumuz yok. İşçi sınıfının ve emekçi halkın krizden çıkışının programı bellidir. Bu programı savunan, işçi emekçinin sorunlarına gerçekten çözüm getirecek tedbirleri alacağını, krizin bedelini patronlara ödeteceğini söyleyen bir alternatif de yok. O nedenle 24 Haziran'da geçersiz oy vereceğiz ve yatırımı seçim sandıklarına değil, mücadeleye yapacağız.
Bodrum'dan bir turizm işçisi