Özrü kabahatinden büyük
İmzaladığı sözleşme yüzünden tepki çeken Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın bakanın kulağına eğilerek söylediği “uzasa işi karıştıracağız en azından kapattım böyle” sözleri açık kalan mikrofondan duyulunca işçilerin haklı öfkesi daha da arttı. İhanetle suçlanan Ergün Atalay haberi yapan Fox TV’ye konuk olup kendini savunmaya çalıştı. Ancak yaptığı savunma “özrü kabahatinden büyük” dedirtti.
Ergün Atalay skandal yaratan sözlerini, KHK ile kadroya geçen taşeron işçilerin toplu sözleşme görüşmelerine dâhil edilmemesi, belediye işçilerine ilave ödeme konusunun çözülmemesi ve kadro alamayan taşeron işçilerinin kadroya alınmaması meselelerinin çözülemediğini ve bunları gündeme getirip konuyu sözleşmenin gündeminden saptırmak istemediğini söyleyerek izah etmeye çalıştı. Bu gerekçe doğru bile olsa, kamuda hâlâ kanayan bir yara olan taşeron sorununu toplu sözleşme masasına getiremeyen, güya kadroya alınan işçileri TİS kapsamına alamayan Ergün Atalay, işçilerin haklarına ve sorunlarına hükümetle aynı taraftan baktığını itiraf etmiştir.
“Keşke yüzde 12 isteseydik algı daha farklı olurdu”
Sefalet zammına imza attıktan sonra söylediği söz “keşke yüzde 12 isteseydik algı daha farklı olurdu” şeklindedir. “Yüzde 8’i kabul etmiyorlardı Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştüm anca kabul ettirdim” diye ekliyor. Bir dakika önce bakanlığın yüzde 7,5 önerdiğini söylemiş, onu unutuyor halkı aptal yerine koyuyor. Ancak tabii ki kimse saf değil herkes Atalay’ın Erdoğan’ı ikna etmediğini, Erdoğan’ın Atalay’ı sefalet zammını kabul etmesi için “ikna” ettiğini anlıyor.
Bunu söyleyen ya saftır ya hain!
Ancak Ergün Atalay’ın gafları bundan ibaret değil. İşçiyi enflasyona ezdiren zam oranlarına açıklama getirmeye çalışırken resmi enflasyon rakamının yüzde 5 olduğunu söyleyerek hükümetin bile söylemeye cesaret edemeyeceği bir çarpıtmaya girişiyor. TÜİK’in yeni açıkladığı resmi enflasyon oranı yüzde 16,65! Yüzde 5 enflasyon Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) resmi enflasyon hedefidir. 2012 yılından bu yana yüzde 5 olarak belirlenen bu hedef hiçbir zaman tutturulamamıştır. 2018 yılında yüzde 5’lik hedefe rağmen yüzde 20,8 olarak gerçekleşen enflasyonun 2019 sonunda yüzde 13,9 olması bekleniyor. Bu rakam TCMB’nin resmi enflasyon beklentisidir! TCMB’in resmi enflasyon tahmini 2020 için yüzde 8,2’dir ve 2021 için yüzde 5,4 olarak belirlenmiştir. Hükümetin Orta Vadeli Programı’nda ise 2019 için yüzde 15,9; 2020 için yüzde 9,8; 2021 için yüzde 6 oranları resmi beklentiler olarak kayıtlara geçmiştir.
Ergün Atalay ben de bu rakama inanmıyorum ama uymak zorundayım diyor. Oysa hükümetin kendisi yüzde 5 rakamının gerçekçi olmadığını defaten ilan etmiş durumdadır. Gerek TCMB açıklamalarında gerekse hükümet programında ifade edilen rakamların politik sebeplerle düşük tutulduğu açıktır. Ergün Atalay ya bunu bilmeyecek kadar saftır ya da bildiği halde gerçekleri çarpıtarak temsil ettiği işçilere ihanet etmektedir. Türk-İş saf insanların başkanlık koltuğuna gelebileceği bir yer değildir. Ancak o koltuğa Türk-İş’in tarihi boyunca pek çok hain oturmuştur.
Grev kırıcısını başka yerde arama
Bir sendika başkanı olup işçinin neden grev yapamayacağını anlatan bir kişi de başka türlü tanımlanamaz. Ergün Atalay neden sözleşmeyi imzaladığını açıklarken işçinin neden grev yapamayacağını izah çabasına girişmiştir. Grev yapan işçiyi halkla karşı karşıya getirmek patronların ve hükümetlerin her zaman başvurduğu kirli bir söylemdir. Ancak biz aynı söylemi bu sefer bir sendika konfederasyonu başkanının ağzından duyuyoruz. Neden grev yapılmaması gerektiğini anlatan Atalay, “uçaklar kalkmayacak, ekmek çıkmayacak, arabalar çalışmayacak” diyerek gerici bir ajitasyona girişiyor. Bitmiyor! Utanmadan, işçinin grev sürecinde maddi sıkıntı çekeceğini söylüyor. Kendisinin ve bu ihanet sözleşmesine imza atan sendika başkanlarının astronomik maaşlarından ve sendikaların hiçbir zaman kullanılmayan grev fonlarından bahsetmiyor tabii. İşçiyi greve hazırlayacak olan, işçilerin aidatlarını kendi maaşları için değil hak arama mücadelesi için kullanması gereken Türk-İş ve üye sendikaların başkanlarıdır.
Bu işi böyle kapatamazsın: Türk-İş yönetimi ve Ergün Atalay istifa
Ergün Atalay tüm sözleriyle tamamen bilinçli ve planlı bir biçimde işçileri enflasyona ezdiren sözleşmeye imza attığını ve her aşamada meseleye işçilerin değil hükümetin gözünden baktığını itiraf etmiştir. Ayrıca attığı tüm adımları Türk-İş yönetim kurulunda yer alan sendikaların başkanlarıyla beraber attıklarını da açıklamış ve bu ihanete hep birlikte imza attıklarını ilan etmiştir. Ergün Atalay, bakana “bu işi kapattım” demiştir demesine ama Ergün Atalay tüm Türk-İş yönetimi istifa etmeden bu iş kapanmaz!