MESS görüşmeleri başlıyor! Vermeyecekler, metal işçisi söke söke alacak!
MESS grup toplu iş sözleşmesi taslaklarının açıklanması ve patron tarafına teslim edilmesinin ardından görüşmelerin 12 Ekim tarihinde başlayacağı açıklandı. 12 Ekim saat 10:30’da Türk Metal ile ardından da saat 14:00’da Birleşik Metal-İş sendikası ile MESS arasında görüşme olacak. Her ne kadar ilk görüşmelerde sözleşmenin önemli maddeleri konuşulmasa da fabrikalarda şimdiden kararlı bir duruş göstermek oldukça önemli.
Alınan her kuruş grev iradesiyle alınacak
Geçen dönem Birleşik Metal-İş sendikasının 17 Ocak 2020 tarihinde Gebze’de yaptığı mitinge “grev” sloganı damgasını vurmuştu. Genel Başkan Adnan Serdaroğlu’nun konuşması sık sık alanı dolduran on binlerce işçinin “başkan bizi greve götür” ve “işgal, grev, direniş” sloganlarıyla bölünüyordu. Adnan Serdaroğlu da konuşmasında grev yasaklarını tanımayacaklarını söylüyordu. Fabrikalardan greve evet oyu çıkmasına rağmen greve çıkılmamış, sözleşmenin beklentilerin çok altında bir rakama imzalanmış olması fabrikalarda sendika yönetimine karşı ciddi bir tepkinin yükselmesine sebep oldu. Metal işçileri tepkilerinde sonuna kadar haklıdır, fakat geçen dönem alınan her kuruşun metal işçilerinin kararlı duruşu sayesinde alındığını unutmamak gerek. “Geçen dönem %34 istedik %17’ye bağlandı, bu dönem de %30 istedik %20 alsak iyidir.” cümlesi fabrikalarda sık sık duyuluyor. Bu mantık metal işçilerinin değil MESS’in işine yarar. Geçen dönem metal işçileri “grev” diye haykırmasaydı %17 alınamazdı. Bu dönem de ne alacaksak hiçbir grev yasağını tanımayacağımızı, meşru ve yasal grev hakkımıza sonuna kadar sahip çıkacağımızı MESS patronlarına göstererek alacağız. Başka yolu yok!
Grev yasaklarını tanımamak için daha gür: “İşgal, grev, direniş!”
Şimdiden psikolojik eşikler belirlemek, “en az kaça tamam denir” şeklinde yoklamalar yapmak MESS’in işine yarar. Metal işçileri bu sürecin asli ve belirleyici parçasıdır ve eşikler belirlemek yerine fabrikalar bir an önce fiili greve hazırlanmalıdır. Sendikalara kızgınlık olabilir. Fakat bu kızgınlık asla küslükle sonuçlanmamalıdır. Bir yandan fabrikalarımızı greve hazırlarken bir yandan da sendikalarımızı grev yasaklarını tanımayacak mücadeleci sendikalar haline getirmemiz gerekiyor. Bunu yapmak için de sendikaya küsmek yerine sendikalarımıza daha çok sahip çıkmamız ve denetlememiz gerekiyor. Ancak bu şekilde tabandaki grev iradesi sendikaların tepesine de hâkim olabilir. Grev irademizin çiğnenmemesi, grev hakkımızın gasbedilmemesi için boş vermek yerine bu dönem daha gür, daha güçlü bir şekilde fabrikalardan grev sesini yükseltelim. Her fabrikayı Kavel yapalım, MESS’i ezelim, hakkımızı alalım!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2021 tarihli 145. sayısında yayınlanmıştır.