İşçi sınıfının gündemi: Sömürü, işsizlik, borç İşçi sınıfının çözümü: Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin!
Devrimci İşçi Partisi hem yaklaşan ekonomik krizin faturasının işçi ve emekçilere kesilmesine karşı, hem de genel olarak işçi sınıfının yaşadığı sorunlara ve bu sorunların çözümüne işaret eden taleplerle uzun soluklu bir kampanya başlatıyor. "Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin!" ana sloganıyla yürüteceği kampanya farklı dönemlerde farklı işçi sınıfı gündemlerini öne çıkaracak. Kampanya Aralık ayında, asgari ücret, 657 sayılı devlet memurları yasasında yapılacak değişiklikle kamu emekçilerinin iş güvencesinin gaspı ve taşeron işçilere güvenceli kadro konularını öne çıkararak başlıyor.
İşçi sınıfı sömürülüyor. İşçi sınıfı borç yükünden kurtulamıyor. İşçi sınıfı işsizlik sopası altında yaşıyor. Bunların hepsinin kader diye sunulmasından bıktık. “Böyle gelmiş böyle gider” diyenlerden bir hayır gelmedi şu ana kadar. “Ne yapabiliriz ki, bari kendimizi kurtaralım, her koyun kendi bacağından asılır” diyenler, en başta kapının önüne konuluyor.
İşçi sınıfının gündemi çok. Ama çözümü yok değil. Bizleri, işçi sınıfını fabrikada, atölyede, tersanede, otelde güvencesiz çalışma koşullarına hapsedenler, düşük ücretlere mahkum edenler, iş cinayetlerinde birçok kardeşimizi öldürenler, yani patron sınıfı yeni hamleler peşinde. AKP, seçim sonrası baklayı ağzından çıkardı. “Krize hazırlanmalıyız” dedi. “Kaşıkla verirken, kepçeyle almalıyız” diye ekledi. Ya muhalefet? Onlardan tık yok. Büyük patronların ağzının içine bakıyorlar. Patronlar mı? Onlar oldukça mutlu. Kıdem tazminatının kaldırılmasıyla ilgili gazete manşetleri atılınca, patronların keyfine keyif geliyor.
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, işçi sınıfının gündemine, sorunlarına çözüm var. Geleceğimizi patronların ve düzen partilerinin insafına terk etmeyelim. Örgütlenelim, mücadele edelim. Sömürüyü ve işsizliği arttıranlara, bizleri borçlandıranlara karşı bir adım ileri! Yarını beklemeyelim, şimdi sahaya çıkalım. Yarın çok geç olabilir. Hükümet programını açıkladı. Kriz yaklaşırken, faturayı işçinin sırtına bindirmenin yollarını açtı bile.
Devrimci İşçi Partisi, işçi sınıfını temel geçiş talepleri etrafında örgütlemek ve mücadeleye kazanmak için alanlara, meydanlara çıkıyor. İşçi sınıfını mücadeleye, kendi geleceğine sahip çıkmaya çağırıyor. Bir dizi etkinlik, afiş, bildiri ve bastırdığı broşürlerle işçi sınıfının sömürü, borç ve işsizlik kapanından nasıl çıkacağını anlatıyor. Tüm mücadeleci işçileri, “Fabrikalar bankalar devletin, devlet işçinin” şiarı etrafında birleşmeye çağırıyor.
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, işçi sınıfı siyaset alanına çıkmalı! İş saatleri azaltılmalı! Kıdem tazminatını savunmalı, iş güvencesi için mücadele etmeliyiz!
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, sendikalar bizimdir! Sendikalara üye olmalı, sahip çıkmalı, denetlemeli ve yönetmeliyiz!
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, hükümetin taşeron tuzağına kapılma! Kamuda ya da özel sektörde fark etmez, her yerde taşeron kaldırılsın! Herkese güvenceli kadro!
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, bankalar modern ve yasal tefecidir. Tüm özel bankalar tazminatsız kamulaştırılmalı ve tek bir devlet bankası çatısı altında birleştirilmelidir. Bankalar devletin! Devlet işçinin! Halkın borçları silinsin!
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, kapitalizmde barınamıyoruz! İpotekler kalksın, evler oturanların!
Devrimci İşçi Partisi diyor ki, işçi-emekçi hükümeti için ileri! Tüm üretim araçları ve bankaların devletin, devletin de işçinin olduğu bir düzeni kurmak için işçiler siyaset masasına yumruğunu vurmalıdır. Patron partilerinin karşısında kendi partilerinde Devrimci İşçi Partisi’nde birleşmeli ve bir işçi emekçi hükümeti hedefiyle mücadele etmelidir!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Aralık 2015 tarihli 74. sayısında yayınlanmıştır.