Emekçinin Sözü: İşçilerini ölümüne çalıştıran Vem İlaç'ta iş cinayeti
Ben yedi aydır işsiz bir arkadaşınızım. Az önce şöyle bir haber gördüm: Vem İlaç fabrikasında 26 yaşında gencecik bir işçi kardeşimiz, İsmail Müsellimli, iş makinesi ile duvar arasına sıkışıp hayatını kaybetmiş. Yılbaşı gecesi, yeni yıla saatler kala o evine ekmek götürmek için çalışırken... Hemen aklıma iki ay önce aynı iş yeriyle yaptığım iş görüşmesi geldi. Vem İlaç Çerkezköy OSB'de yer alan bir fabrika. O zamanlar yoğun şekilde işçi arıyorlardı. İnsan kaynakları müdürü ile görüşmüştüm. Bana çalışma şartlarından bahsederken söyledikleri karşısında şaşkınlığımı gizleyememiştim. Günlük 16 saat çalışma, hafta sonu tatil yok, yedili sistem, vardiya ne zaman dönerse hafta içi bir gün o zaman tatil olacak, onu da tatil yaptırmayıp çalıştırabilirler. İnsan kaynaklarının bana açık açık söylediği cümle şuydu: "Burada çalışıyorsan önceliğin burası olacak. Senden tek istediğimiz bu, bir de özenli çalışman." Acaba daha ne isteyecekti? İstemedikleri bir canım kalmıştı ki onun da bu kadar çalışmaya alınmayacağı şüpheliydi. Ki sonucunu bugün haberde okudum.
İnsanları 16 saat çalıştırıyorlar, bir saat fabrikaya gidiş bir saat de eve dönüşle geçiyor, ediyor 18 saat. Geriye insana bütün günden uyumak için 6 saat kalıyor. Bir de üstüne bu bir lütufmuş gibi davranıyorlar. Görüşmede bana "işçiler rahat, iş bitti mi çıkıp gidiyor, benim 24 saat aklım burada" demişti. El insaf! Ellerinden gelse onu da vermeyecekler de işte iki gün sonra düşüp ölmememiz için, onlar için daha çok çalışmamız için o kadar süreyi veriyorlar. Ve tabii açlıktan ölmeyecek kadar da ücret. Çünkü tüm bu çalışma şartlarına karşın verdikleri ücret asgari ücretti. Mesai ücretlerini bile olması gereken oranlarda vermiyorlar. Pazar günü normal çalışma sayılıyor haftaiçi bir gün izin kullandığın için. Oysa pazar günü çalışma %100 verilmesi lazım. İşçilere reva görülen çalışırken ölmek ya da ölümden beter bir yaşam!
Sonuç olarak, Vem İlaç'ta İsmail Müsellimli'nin ölümüne neden olan ve bir iş kazası gibi gösterilen bu olay bir kaza değil düpedüz iş cinayetidir. İnsani olmayan bu çalışma şartları ve yine insani olmayan ücretlerle bu iş cinayetleri ne ilk ne son olacak. Bu şartların sona ermesi için patronların merhamete gelmesini beklemek asla gerçekleşmeyecek bir hayalden öte gitmez. Tek yapmamız gereken fabrikalarımızda, iş yerlerimizde örgütlenmek, örgütlenmek, örgütlenmek. Birlik olup hakkımızı aramak. Yoksa arkadaşlarımızın ölümünü izlemekten başka bir şey yapmayacağız ve belki bir gün biz de kendileri için canla başla çalıştığımız ailelerimizi bizsiz çaresiz bırakacağız.
Çorlu'dan bir emekçi kadın