THY işçisinin grevi ve isyanla uluslararası dayanışma

 

Sendikal Güçbirliği Platformu direnişin 388. Gününde, aynı zamanda grevin 38. gününde, THY işçileriyle ve son 20 günde ülkeyi yangın yerine çeviren hükümete karşı demokratik gösteri hakkını kullanan eylemcilerle dayanışma amaçlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Basın açıklamasında 156 ülkeden 200 milyon emekçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), Küresel Sanayi İşçileri Federasyonu (IndustriALL), Uluslararası Ağaç ve Yapı İşçileri Federasyonu (BWI), Uluslararası Sanat ve Sahne Çalışanlaro Birliği (IAEA), Eğitim Enternasyonali (EI), Uluslararası Büro ve Ticaret İşçileri Birliği (UNI), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Kamu Çalışanları Federasyonu (PSI), Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu (ITF) ve Uluslararası Gıda İşçileri Federasyonu’nun (IUF) 21 - 22 Haziran günlerini, Türkiye'de yaşanan ihlallere dikkat çekmek için eylem günü ilan ettiği ifade edildi. Bu iki gün boyunca başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde Türkiye'nin diplomatik temsilcilikleri önünde eylemler yapılacağı ve Güney Kore ve Brezilya'da Türkiye'ye biber gazı satan firmaların protesto edileceği duyuruldu. "Yaşasın sınıf dayanışması" sloganlarıyla karşılanan bu desteğe SGBP teşekkür edip Türkiye'nin emekçileriyle dayanışma içinde olan kardeşlerimizle hep beraber "Şiddete, baskıya ve zorbalığa karşı yaşasın uluslararası dayanışma!" şiarını yükseltti.

Türkiye'de adeta adı konulmamış bir sıkıyönetim yaşandığı, 59'u ağır olmak üzere 8 bin kişinin yaralandığı, ağır yaralananlardan 6'sının hayati tehlikesinin devam ettiği, 4 insanın 1'i doğrudan kurşunla olmak üzere yaşamını yitirdiği, 11 kişinin gözünü kaybettiği ve demokratik eylemlere karşı yoğun bir şekilde polis şiddeti kullanan hükümetin, tüm bu yaşananların birinci dereceden sorumlusu olduğu vurgulandı.

Öte yandan Türk - İş'in de üyesi olduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), hükümete yönelik eleştrileri dile getirip uluslararası eylem günü kararı alırken Türk - İş yönetimi hükümetin kolu kanadı altında beslenip büyüyen Hak - İş ve Memur - Sen ile birlikte gazetelere ilan verip, hükümetin iddialarını tekrarladı. Hükümete açıktan destek vermek ve gerçeklerin üstüne örtmek için yapılan bu açıklamaya imza koyan Türk - İş yönetimi ihanetlerine birini daha ekledi.

Hükümetin dayatmacı ve otoriter politikalarının mağdurlarından birinin de THY çalışanları olduğu ifade edilirken, hükümetin desteği ile hareket eden işverenin sendikayla masaya oturmak ve çalışanların taleplerine yanıt vermek yerine grevi kırmaya çalıştığı belirtildi. Bunu yaparken de büyük bir risk alarak uçuş güvenliğini tehlikeye attığını ve çıkabilecek olumsuzluklarının tek sorumlusunun işveren ve destekçisi hükümetin olacağı belirtildi.

Eylem Sendikal Güç Birliği Platformu şu talepleri bir kez daha tekrarlaması ile sona erdi:

* Sivil eylemlere yönelik polis şiddeti durdurulmalı, polis cadı avına son vermelidir.

* Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap vermeli, binlerce kişinin yaralanmasına yol açan, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Mustafa Sarı'nın ölümünden sorumlu olanlar yargılanmalıdır.

* Gözaltına alınanlar ve tutuklananlar serbest bırakılmalıdır.

* Toplantı ve gösteri yasakları kaldırılmalı, herkesin özgürce kendini ifade etmesinin önü açılmalıdır.

* THY'de süren grevi kırmak için sergilenen tutumdan vazgeçmeli, sendika ile masada toplu iş sözleşmesi bitirilmeli, haksız biçimde işinden edilen 305 çalışan işe geri alınmalıdır.