Gerçek Gazetesi seçim değerlendirmesi ve okur toplantısı: Sandıklar kapandı sınıf mücadelesi devam ediyor
Gerçek Gazetesi’nin kahvaltılı okur toplantısı 1 Temmuz Pazar günü seçim değerlendirmesi ve sınıf mücadelesi perspektiflerini tartışmak için İstanbul Okmeydanı’ndaki DİP bürosunda yapıldı. Tartışmaya geçmeden önce tam 25 yıl önce Sivas katliamında yitirdiğimiz 35 canı andık ve bu katliamın nasıl bir devletlû katliam olduğu üzerinde durduk, onların anısını mücadelemizde yaşatmaya bir kez daha söz verdik.
Tartışma gündemi ise Devrimci İşçi Partisi’nin seçim politikasını ve seçim değerlendirmelerini aktaran bir sunumla başladı. Bu sunumda partinin seçim pozisyonu, geçersiz oy tutumu ve Cumhurbaşkanlığında adayların çekilmesi ve Erdoğan’ı referanduma götürme çağrısı işçi sınıfının devletten, sermayeden ve emperyalizmden bağımsız siyasetinin inşası perspektifiyle savunuldu. Patronların tam bir sınıf bilinciyle hareket ederek seçime giren herkese kendi programını dayattığı, işçi sınıfının buna kendi bağımsız siyaseti ve örgütlenmeleriyle cevap vermesinin şart olduğunun altı çizildi. Bu anlamda TÜSİAD’ın 16 Nisan muhtırasına karşı Devrimci İşçi Partisi’nin 24 Haziran günü saat 17:00’da yayınladığı “sandıkla kapanıyor sınıf mücadelesi devam ediyor” başlıklı bildirisinin içeriği aktarıldı.
DİP bağımsız bir sosyalist adayla Cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeyi savunmuş ve başta ÖDP ve Haziran hareketi olmak üzere sosyalist parti ve gruplarla tartışmalar yürütmüştü. DİP sonuna kadar bu tutumda ısrarcı oldu. Ancak ortak bir irade oluşturulamadı. Tartışmada gelen sorular üzerine bunun bir eksiklik olduğu ve DİP’in bağımsız bir sosyalist odağın inşası için çabalarını sürdüreceği ifade edildi.
Tartışma kısmında partililer değerlendirmelerini ve değerlendirmelerini paylaştılar, işçiler fabrikalar ve işyerlerinden deneyimlerini, işçilerin seçim sürecinde neleri tartışıp, nasıl karar verdiklerini aktardılar. İşçilerin siyasete olan ilgisini ve ihtiyacını siyasetin de fabrikalara taşınmasının önemini vurguladılar.
Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran son olarak yaptığı konuşmada, sosyalistler açısından büyük sermayenin programını açıkça savunan Muharrem İnce’nin asla bir alternatif olamayacağını söyledi. DİP ve öncüllerinin işçi sınıfı ve Kürt ezilen halkının mücadelesini ortaklaştırmak için bir emek ve özgürlük cephesi perspektifiyle hareket ettiğini ve 1995’ten bu yana çeşitli aşamalarda Kürt hareketinin farklı partileriyle dayanışma içinde olduğunu ve seçim işbirlikleri yaptığını söyleyen Sungur Savran, Kürt hareketinin emperyalizmle stratejik düzeye ulaşan ilişkisi dolayısıyla bir çizginin aşılmış olduğunu ve DİP’in en başta bu sebeple HDP’yi desteklemediğini belirtti.
Sungur Savran, Türkiye İşçi Partisi’nin parti olarak yer aldığı 1965 ve sonrasındaki seçimlerde sosyalistlerin parlamento ve seçim süreçlerini kitlelere sosyalist siyaseti taşımak açısından önemli bir örnek sunduğunu hatırlattı. TİP’in reformist ve parlamentarist çizgiye sahip olduğunu akıldan çıkarmamak gerektiğini söyleyen Savran, Bolşeviklerin seçimlere ve parlamentoya yaklaşımının da devrim için bu platformları kullanmaya odaklandığını aktardı. Yoldaşımız, boykot seçeneğinin ancak parlamentonun yerine devrimci bir alternatifin kitleler nezdinde somutluk kazanmasıyla gündeme geleceğini Ekim devriminin deneyimine referans vererek anlattı. DİP’in yüzünü sandığa dönmüş kitlelere, seçim gündeminden yararlanarak bağımsız bir sınıf siyasetini aktarmaya çalıştığını, geçersiz oy siyasetinin de bunun bir parçası olduğunu belirtti. İşçi sınıfı ve ezilenler için sandığın bir çözüm olmadığının yaşanan deneyimle açıkça ortaya çıktığını belirten Sungur Savran, istibdadı yenmenin işçi sınıfını kazanmadan mümkün olmadığını vurguladı.
Yoğun katılımla ve canlı tartışmalarla geçen okur toplantısı örgütlenme ve sınıf mücadelesini yükseltme çağrısı ile sona erdi.