Baskılara ve saldırılara karşı öğrenciler İÜ’de bir araya geldi
29 Aralık Salı günü üniversite öğrencileri, AKP’nin üniversitelerde artan baskılarına ve mezhepçi çetelerin saldırılarına karşı İstanbul Üniversitesi’nde eylem yapıldı. Öğrenciler, öğlen saatlerinden itibaren “AKP’ye, gericiliğe, faşizme karşı üniversiteyi savunuyoruz” şiarıyla merkez kampüs havuzlu bahçede toplanmaya başladı. Burada toplanan öğrenciler basın açıklaması yapmak için ana kapıya doğru yürüyüşe geçti. “Beyazıt faşizme mezar olacak!”, “Üniversitede polis istemiyoruz!”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!” sloganlarını atan öğrenciler, diğer üniversitelerden gelen öğrencilerle ana kapı önünde bir araya gelerek basın açıklamasını yaptılar. Yapılan basın açıklamasında üniversitelerde rektörlük, polis, Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB) üçlüsünün baskıları, soruşturmaları, disiplin cezalarının yanı sıra son dönemde mezhepçi çetelerden oluşan bir bloğun da saldırılarına uğrayan öğrenciler, üniversitenin savunulması ve bu saldırı ittifakına karşı mücadele edilmesi için tüm öğrencilere çağrı yaptı.
Basın açıklamasının tam metnini okurlarımızla aşağıda paylaşıyoruz:
Basına ve halklarımıza;
Başkanlık hesapları içinde olan Erdoğan, 1 Kasım sonrası tüm muhalefete karşı açtığı savaşı el yükselterek sürdürüyor. Kürt illerinde Kürt halkına yönelik başlatılan savaşla katliamların ardı arkası kesilmezken her yerde “savaş” siyaseti iktidar tarafından istikrarla devam ettiriliyor.
AKP’nin hedefinde yıldır istediği kalıba sokamadığı üniversiteler var. Fikirlerin önünü kesmek için en iyi bildikleri saldırı politikalarını hayata geçiriyorlar. Başta İstanbul Üniversitesi ve ODTÜ olmak üzere birçok üniversitede gerici saldırıların önünü açan ve çetelerin sırtını sıvazlayan AKP bu işbirliğini her yerden açık ediyor. ODTÜ’de yaşanan saldırıların ardından, AKP’li vekilin “Cizre’ye nasıl girildiyse ODTÜ’ye de öyle girilir” sözü bunun bir örneğidir. Diyanet İşleri’nden YÖK başkanına kadar ODTÜ ile ilgili çeteleri savunan açıklamalar yapıldı. Son olarak Erdoğan’ın ODTÜ rektörüne “Gereğini yapın” emrini verdiğini açıkça ilan etmesi, üniversitelerde yaşanan gerici saldırıların AKP merkezli yönetildiğini gözler önüne sermiştir. Bu saldırılarla üniversitede düşünce ve ifade özgürlüğünün gasp edilmesine dayanak oluşturulmaya çalışılıyor. Esas amaçları üniversitenin kamusal niteliğini yok etmek, kendi iktidarları için, kendi çıkarları doğrultusunda üniversiteyi dönüştürmektir.
Üniversiteler bilimin yeridir
Tüm bu yaşananlar bize, üniversitelere yönelik bir saldırının olduğunu ve üniversiteyi teslim almak için tüm kozların kullanıldığını gösteriyor. Bilimin ve aklın olduğu yerde AKP’ye, mezhepçi-gerici çetelere ve faşizme yer yotur. Gençlik; bilimin ve aklın yolundan giderek düşünmeye, sorgulamaya, fikirlerini dile getirmeye devam ederek üniversiteyi gericiliğe ve faşizme karşı savunmaktan geri durmayacaktır. Üniversiteler, karanlığın değil bilimin adresi olacaktır.
Emri alan rektör, polise emri veriyor
AKP’den “işi bitirin” emrini alan rektörler gerici çeteleri koruduğu gibi, eşitlikten ve özgürlükten yana olan her öğrenciyi ve akademisyeni soruşturmalarla baskılamaya çalışıyor. Polisle işbirliği içindeki rektörler ablukayı daraltmaya, gençliğe geri aım attırmaya çalışıyor. bu koşullarda üniversitelerde yetki rektörlerde toplansa da üniversiteyi yönetecekler; öğrencileriyle, akademisyenleriyle ve çalışanlarıyla üniversite bileşenleridir.
Özgür üniversite, özgür akademi için üniversite bileşenleriyle birlikte geri adım atmamaya kararlıyız.
Gençlik AKP’nin karşısında olmaya devam edecek
Savaş iktidarını sürdürmek için her alanda muhalefete saldıran AKP, bir yandan da savaşına gençleri feda etmeye hazır. “Çehrenizde şehitlik aşkı görüyorum” diyen Davutoğlu^nun ve iktidarının, gençliğe ölümden başka bir seçenek sunmadıkları aşikardır. Yıllardır devletin ölüm ve savaş politikalarına direnen gençlik bugün de ısrarla barış için direnmeye devam edecek.
İktidar, güttüğü kutuplaştırıcı politikayla gençliği de bölmeye ve mücadelesini, taleplerini ezmeye çalışıyor. Üniversitelerde bu planını işletirce toplumsal muhalefeti ezmesinin daha kolay olacağını düşünüyor. Ancak karşımızda heybetli bir güce sahip iktidar değil, savaşla ayakta kalmaya çalışan bir AKP vardır. Hükümetin içine gireceği ilk krizde gençlik diktatörlüğün üzerine yürümekten bir adım geri durmayacaktır. AKP’ye, gericiliğe ve faşizme karşı bilimi, demokrasiyi, emeği ve üniversitelerimizi savunacağız. Üniversitelileri, üniversite bileşenlerini ve mücadele edenleri bu saldırılar karşısında üniversiteyi savunmaya çağırıyoruz.
Üniversite Öğrencileri