Avon’da mücadele de dayanışma da büyüyor!
Avon’un Gebze Organize Sanayi Bölgesindeki deposunda sendikalaştıkları için işten çıkarılan kadınlar, direnişlerinin 19. gününde yine eylemdeydi. Yönetimle görüşerek kendilerine taleplerini iletmek için 10 Haziran Cuma günü Kağıthane’deki Genel Müdürlüğe giden işçiler burada muhatap bulamadı. Oyalamaya ve geçiştirilmeye çalışılan işçiler, bunun üzerine direnişlerini Kağıthane Ofis Park’ın girişine taşıdılar ve burada oturma eylemi başlattılar.
Talepleri karşılık bulmayan işçiler, oturma eylemi esnasında attıkları “Sendika hakkımız söke söke alırız” “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla yönetimi rahatsız etmiş olacak ki, bina güvenliğinin müdahalesi gecikmedi. İşçileri binadan uzaklaştırmak isteyen Ofispark güvenlik amiri, kadın işçilerin haklı direnişiyle karşılaşınca “Siz kadınsınız. Boş işlerle uğraşmayın. Gidin koca bulun, çocuk yapın, dünyaya bir hayrınız dokunsun, size ne işçilerden” diyerek işçileri taciz etti. Bu tacizi, polis çağırma tehditleri izledi. Tehditlere boyun eğmeyen işçiler, üyesi oldukları Depo, Antrepo, Gemi Yapımı, Deniz Taşımacılığı Sendikası’nın (DGD-Sen) düzenlediği ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun desteklediği basın açıklamasının ardından, Beşiktaş belediyesinde mücadele eden sınıf kardeşlerini ziyaret etmek üzere Kağıthane’den ayrıldılar.
Aynı saatlerde Gebze’deki direniş çadırı da hareketliydi. Arapçeşme mahallesinden kadınlar düzenledikleri destek ziyaretinde, haklı mücadelelerinde işçilerin yanında olduklarını belirttiler. Böylece İstanbul’un iki ucunda da Avon direnişi ve sınıf dayanışması güne damgasını vurmuş oldu.
Avon’da direniş neden başlamıştı?
Avon, dünyada milyonlarca kadını satış ağına dahil ederek kârına kâr katarken bunu “kadınları güçlendirme” maskesiyle ve kadınlara yönelik türlü sosyal sorumluluk projeleriyle lanse ediyor. Bu sene kuruluşunun 130. yılını kutlayan şirket, kadın genel müdüre sahip olmakla da böbürleniyor.
Diğer taraftan dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Gebze’deki deposunda da şirket, kadın işçileri çok ağır ve sağlıksız çalışma koşullarına mahkum ederek yükseliyor. İşçilerin bel, boyun, bilek eklemlerinde meslek hastalıkları görülüyor. Ayrıca kadınlar zorla fazla mesai baskısına, mobbinge ve tacizlere de maruz kalıyor. Ağır çalışma koşullarının karşılığı ise gün geçtikçe eriyen asgari ücret. 10 yıllık kıdemli çalışanlar bile asgari ücretten bir kuruş fazla ücret alamıyor. Bunlar yetmiyormuş gibi işçiler, deponun taşerona devredilmesiyle özlük haklarını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldılar. Çalışma koşullarını daha da kötü hale getirecek sözleşmeye imza atmayı reddeden işçiler için sendikalaşmak ve mücadele etmek tek çare oldu. İşte bu örgütlülüğü kırmak isteyen Avon, 23 Mayıs 2016’da DGD-Sen’e üye oldukları için 8 kadın işçiyi işten çıkardı.
İşçiler o günden bu yana, taşeron Külh'ün Avon'dan çekilmesi, işten atılanların işe geri alınması, tüm işçilerin kadroya alınması ve sendikanın tanınması talepleriyle fabrika önünde kurdukları çadırda direnişlerini kararlılıkla sürdürüyorlar.