Zarrab davası: Türkiye’de yargıdan kaçırıldı emperyalizmin şantaj malzemesi oldu
ABD’de görülen Rıza Zarrab davasında 27 Kasım günü kritik bir duruşma yapılacak. Bu duruşmanın kritik olmasının sebebi, söz konusu duruşmada davanın Halkbank’tan dönemin AKP hükümetine ve en önemlisi de Tayyip Erdoğan’a kadar uzanma olasılığı.
Zarrab’ın itirafları iktidarı zora sokacak
Erdoğan son dönemde iki konuşmasında önce “vatandaşımı hiçbir şey ortaya koymadan 2 yıl oldu alacaksın. Yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin”; daha sonra bir başka konuşmasında “tutuklu vatandaşınızı köşeye sıkıştırarak, 'şunları şunları söylemen halinde şu kadar, şunları şunları söylemen halinde bu kadar' demek suretiyle de itirafçı durumuna düşürmenin gayreti içine girdiler” sözleriyle Zarrab’ın itirafçı olmasının Türkiye’yi ve Erdoğan’ı zor duruma sokacağının sinyalini verdi.
Basına yansıyan bilgilere göre Zarrab’ın çeşitli telefon görüşmelerinde davaya konu olan faaliyetlerini Erdoğan’la ilişkilendiren ifadeler yer alıyor. Derhal dava Erdoğan’a kadar uzanır mı bilinmiyor. Ancak Halkbank genel müdür yardımcısı Mehmet Hakin Atilla’nın ABD’de tutuklanmasının ardından yeni tutuklama kararlarının çıkabileceği, Erdoğan’ın ABD’ye gönderecek bürokrat bulmakta zorluk çekeceği açıkça görülüyor.
“Ekonomik cihat” dedi kasasını doldurdu
Rıza Zarrab’ın davaya konu olan faaliyetleri, İran’a yönelik ABD ambargosunun altın ticareti vasıtasıyla delinmesiyle ilgili. Erdoğan ve AKP, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının Türkiye’yi bağlamayacağını savunuyor. Bu savunmanın ABD nezdinde geçerli olup olmayacağı ayrı bir konu. Ancak eğer mesele İran’ın ilan ettiği “ekonomik cihat” olsaydı önce İran’ın Zarrab’a sahip çıkması gerekirdi. Oysa İran, Zarrab’ın ortağı Babek Zencani’yi İran devletini 2,8 milyar dolar dolandırmak suçundan idama mahkûm etmiş durumda.
Amerikan muhalefeti pusuda bekliyor
Erdoğan’ın özellikle ABD konsolosluk çalışanı Metin Topuz’un tutuklanması ve telefonundan çıkacak bilgi ve belgelerle karşı bir atak içinde olduğu görülmekte. Eğer Erdoğan, Zarrab’ın itiraflarıyla zor duruma düşerse bunun derhal hukuki sonuçları olmayacak ama iç politikada gerilim biriktiren fay hatlarının deprem yaratması kuvvetli bir olasılık olarak gündeme gelecektir. Amerikan muhalefeti ile AKP içindeki Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ekseni hamlelerini daha cesurca atacaktır.
İran’a ambargo bizi bağlamaz! Ya Türkiye’yi NATO’ya bağlayanlar?
Zarrab davasının sadece Erdoğan’ın değil tüm Türkiye’nin ayağına pranga olduğu açıktır. Türkiye’yi emperyalizm karşısında bu şekilde zayıf bırakan Erdoğan ve AKP iktidarının sorumluluğu büyüktür. İran’a ambargo Türkiye’yi bağlamaz bu doğrudur. Ancak bunu söyleyenler NATO vasıtasıyla Türkiye’yi emperyalizme bağlamışlardır.
Zarrab’ı kurtarmaya çalışanlardan kurtulmak gerek!
İktidarın kullandığı adamlar hem Türkiye halkını hem de İran’ı dolandırmıştır. Türkiye Zarrab’ı kurtarmaya çalışmamalıdır. Zarrab’ın da içinde olduğu rüşvet ve yolsuzluk çarkını bizzat kendisi yargılamalıdır. Bu davaları yargıdan kaçıranlar emperyalizmin elinde koz haline gelmesine neden olmuşlardır. Zarrab davası bu anlamda emperyalizme karşı güçlü olmak için içeride istibdad rejiminden kurtulmak gerektiğini kanıtlamaktadır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2017 tarihli 98. sayısında yayınlanmıştır.