NATO: Mazlum halkların düşmanı, emperyalizmin savaş örgütü 70 yaşında!
Kuzey Atlantik Paktı veya Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (North Atlantic Treaty Organization) hepimizin bildiği adıyla NATO 4 Nisan 1949'da ABD, İngiltere, Fransa gibi II. Dünya Savaşı’nın galip emperyalist devletlerinin başını çektiği 12 ülkenin katılımıyla kuruldu. 1952 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın, 1955 yılında Almanya’nın ve 1982 yılında İspanya’nın katılımıyla genişleyen NATO bugün kendi ordusu olmayan İzlanda dâhil 29 ülkenin üyesi olduğu bir savaş örgütü. Merkezi, Belçika’nın başkenti Brüksel olan NATO’ya üye ülkeler dünyadaki askeri harcamaların %70’ini gerçekleştiriyor.
NATO kuruluşundan bugüne insanlığın ilerici birikimine dair ne varsa karşısında olmuş, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda mazlum halkların kanını, canını, malını ve onurunu elinden almanın aygıtı olmuştur. Kuruluş amacı II. Dünya Savaşı’nın ardından faşizm karşısında elde ettiği zafer sayesinde güçlenen Sovyetler Birliği’ni ve birbirinin peşi sıra kurulan bürokratik işçi devletlerini yalıtmak, bu ülkeler dışında kalanları da emperyalizmin yörüngesinde tutmaktı. Kendini sözde bir savunma örgütü olarak tanımlayan NATO, emperyalizmin Doğu Avrupa, Çin, Kore ve Vietnam hezimetlerinden sonra “Soğuk Savaş” adı verilen bir dönemin kapısını açtı. Bu dönemde İtalya’da Gladio, Türkiye’de kontrgerilla olarak da bilinen Özel Harp Daireleri, o ülkelerdeki devrimcilere, komünistlere karşı, faili meçhullerden organize işkencelere kirli operasyonlar gerçekleştirdi. 1977 1 Mayıs katliamının, faşist çetelerin silahlandırılmasının, Maraş, Çorum gibi mezhepçi katliamların arkasında hep NATO komutasındaki kontrgerilla vardı.
NATO'nun genişlemesi, Rusya'nın kuşatılması
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından askeri müdahaleler, savaş uçaklarıyla bombalamalar dönemi başladı. Önce Yugoslavya’da halkların birbirine kırdırılması ardından bu ülkenin parçalanması için NATO kuvvetleri tarafından bombalanmasıyla başlayan bu dönem, 11 Eylül 2001'de ABD'de Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine yapılan saldırının ardından en kanlı evresine geçti. NATO'ya üye bir ülkenin herhangi bir saldırıya uğraması durumunda diğer üye ülkelerin yardım etmeleri maddesi NATO tarihinde ilk defa uygulandı ve Afganistan’ın işgaline, 18 yıldır sürmekte olan bir savaşa sebep oldu.
Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte bombalarının gölgesinde, Doğu Avrupa'da NATO bir genişlemeye giderek Soğuk Savaş döneminde hedefinde olan eski işçi devletleri coğrafyasına nüfuz etti. 1999'da Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, 2004'te ise Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Arnavutluk, Hırvatistan ve en son olarak da NATO tarafından bombalandıktan 18 yıl sonra 2017'de Karadağ NATO üyesi oldu. 1949'da 12 üye ile kurulan NATO, 1999'a kadar sadece 4 yeni üye yapmış, Soğuk Savaş döneminden sonra ise Rusya'yı kuşatacak şekilde Doğu Avrupa'da 13 yeni üyesi ile nüfuzunu genişletmiştir. Genişlemenin bugün esas anlamı burada, Rusya'nın kuşatılmasında yatar. Şimdi bir de Trump, Mart ayında Beyaz Saray'da Brezilya Başkanı Bolsonaro ile yaptığı görüşmenin ardından, Brezilya'ya, NATO üyesi olmayan ana müttefik statüsü hatta NATO üyeliği verilebileceğini söylüyor. NATO'yu Latin Amerika'da da görevli hale getirme fikrini ortaya atıyor!
Türkiye'nin NATO üyeliği: Emperyalist tehdidin Ortadoğu'daki merkezlerinden biri
1950 yılında Kore devrimini boğmak için Menderes hükümeti bu ülkenin emekçi halkından 5 bin insanı emperyalistlerin komutasında ölüme gönderdi. 734 asker emperyalizmin çıkarı uğruna yaşamını yitirdi. Menderes'in emperyalizme bu hizmetinin mükâfatı Türkiye'nin 1952 yılında NATO'ya girmesi oldu. Türkiye, adım adım NATO'da aldığı görevler ve topraklarımızda bulunan emperyalist üslerle komşu ülke ve halklar için emperyalist tehdidin merkezi konumuna geldi.
Türkiye'nin NATO üyeliğinden önce inşaatına başlanan İncirlik Üssü ve bazıları NATO bazıları doğrudan ABD kontrolündeki bir dizi askeri üs, ilk günlerinden bu yana emperyalizmin ve Siyonizmin hizmetinde kullanılıyor. Bu üsler hem Ortadoğu’nun bombalanması ve işgalinde aktif görev alıyor hem de Siyonist İsrail’in savunulması görevini üstleniyor. Dahası 15 Temmuz gecesi, Ankara ve meclisi lazer güdümlü bombalarla vuran uçaklara havada yakıt ikmali yapan tanker uçaklar İncirlik'ten kalktı. Buna rağmen, 15 Temmuz NATO'cu ve Amerikancı bir darbe girişimi olduğu halde, bugün Erdoğan ve istibdad rejimi emperyalizme ve ABD'ye karşı hamasi nutuklar çekiyor ama Türkiye'nin NATO'da daha büyük görevler için önerilmesini bir başarı hikâyesi olarak anlatıyor, Türkiye'nin Savunma Bakanı Amerikan madalyası taşımakta beis görmüyor. Biz ise utanç duyuyoruz. Biz, Türkiye'nin NATO üyeliğinin ve emperyalist üslere ev sahipliği yapmasının, sadece Ortadoğu için değil, bu ülkenin emekçi halkı için de bir tehdit oluşturduğunu söylüyoruz. Emperyalizmin bu savaş örgütünün kuruluşunun 70. yılında bir kez daha NATO'ya ve emperyalizme karşı mücadeleyi yükseltelim. Bugün Türkiye ve Ortadoğu halklarının güvenliği için başta İncirlik ve Siyonist İsrail’in savunulması için kurulan radar üsleri olmak üzere tüm emperyalist üslerin derhal kapatılması, Türkiye'nin NATO’dan çıkması için mücadele edelim!
Türkiye NATO’dan çıksın, İncirlik ve tüm emperyalist üsler kapatılsın!
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2019 tarihli 115. sayısında yayınlanmıştır.