Kaz Dağları halkındır, emperyalist şirketlere peşkeş çekilemez
Bu memleketin en güzel, en cennet köşelerinden biri Çanakkale ve Balıkesir sınırında yer alan Kaz Dağları, Kanadalı Alamos Gold adında bir şirketin altın arama faaliyetleri sebebiyle tehlike altında.
Kaz Dağları, bütün bir bölgenin akciğerleri gibi işlev gören ve kimilerine göre Alpler’den sonra dünyanın en fazla oksijen üreten dağı olarak değerlendirilmektedir. Çok sayıda endemik yani bütün dünyada sadece Kaz Dağları’nda yetişen dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen bitkiye ev sahipliği yapar. Yerleşimin az olduğu, dolayısıyla inşaat rantının pek olmadığı Kaz Dağları sayısız kuş ve hayvana da ev sahipliği yapmaktadır. Kaz Dağları’nın Edremit ilçesi içinde kalan kısmının bir bölümü Kaz Dağı Milli Parkı olarak ilan edilmiştir. Yani bu değerin özenle ve özellikle korunması gerektiği yasal olarak da tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
ÇED raporları şirketlerin siparişine göre hazırlanıyor
Çanakkale Koruma Bölge Kurulu Raporuna göre, söz konusu maden alanı 1. derece arkeolojik ve doğal sit olarak (amiyane tabirle çivi çakmanın bile yasak olduğu) tescil edilmişken, kurul, 2003 yılında bu sit tescilini “maddi hata” gerekçesi ile kaldırmış. Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan Atikhisar Barajı su toplama havzasında başlayan madencilik faaliyetleri için 2014 yılında olumlu Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alınmış. Daha doğrusu şirketin ilk başvurusu olumsuz sonuçlanmış ancak ardından ÇED olumlu raporu ile birlikte kapasite artırım izni de verilmiş.
ÇED raporu bölgede 45.000 ağacın kesilebileceğine işaret ederken, şirket 13.500 ağaç kestiğini bunun yerine de 14.000 ağaç diktiğini söylüyor. Şimdilik kesilen ağaç sayısının 195.000 olduğu tahmin ediliyor. Bunu rakamları sadece sayısal verileri paylaşmak için değil olumlu görüş bildirilen rapor ve şirketin açıklaması ile ortaya çıkan gerçekler arasındaki farkı çok net ortaya koyduğu özellikle belirtmek gerekli. Çünkü gerçekleşen talanın yanında bir de planlanan talan var. ÇED raporuna göre 20 bin ton siyanürün yanı sıra arsenik ve cıva gibi toplam 40 bin 252 ton zehirli ağır metal kullanılması ön görülüyor.
Üstelik şirketin internet sitesinde yer alan bilgilere göre şu an başlanan Kirazlı maden sahasından sağlanacak nakit akışı ile buraya yaklaşık 25 km mesafedeki Ağı Dağı’ndaki altın arama faaliyetleri de finanse edilecek.
Halka ait olan birikimler ve doğal zenginlikler Kanadalı şirkete peşkeş çekiliyor
Peki neden Türkiye ve neden Kaz Dağları diye sorduğumuzda karşımıza birkaç sebep çıkıyor. Birincisi söz konusu şirket yatırımlarını dolar üzerinden planlıyor ancak yurt içi tüm ödemelerini TL olarak yapıyor. Bu projenin ön çalışmaları yapılırken dolar 2.9 TL’ydi bugün 5.50 TL’nin üzerinde. Yani işin maliyeti başta planlanandan da düşük olacak. İkincisi, şirketin Türkiye’de kurduğu taşeron şirketi Doğu Biga Madencilik 865.248.626 TL devlet teşviki alacak ve çıkardığı altının sadece yüzde 4’ünü bırakıp kalanını alıp götürecek. Son olarak da şirketin yöneticisinin de alay edercesine söylediği bir sebep daha var: “Türkler taş taşımakta çok iyiler”.
Yani siz başkasına ait topraklarda 100 milyon dolarlık ( yaklaşık 553 milyon TL) bir yatırım yapıp bunun için 865 milyon TL’lik teşvik alıp, yaklaşık 4.2 milyar dolarlık altını alıp gideceksiniz. Arkanızda da dünyanın en çok oksijen üreten ormanlarından birini yok edip geriye sadece kimyasal atık ve zehir bırakacaksınız.
Kapitalizmin ve onun en üst aşaması emperyalizmin en net resimlerinden biri, serbest piyasa kuralları işletilerek tüm halka ait olan ormanlar şirketlere tahsis edilip talan edilir, dereler ve nehirler kurutulur, sular zehirlenir, bitkiler, hayvanlar öldürülür, tüm zenginliklere el konup eve dönülür. Kapitalizmin ve emperyalizmin tarihi budur.
Ancak tarih anti-emperyalist mücadeleyi de yazar. Bu ülke, arkasına yerli işbirlikçilerini de alan Amerika’nın 6. Filo’sunu İstanbul’dan denize dökenlerin ülkesidir. Şüphesiz ki arkasına istibdad rejimini ve onun medya gücünü alan Kanada’nın “altın”cı filosunu da Çanakkale’den denize dökmesini bilir.
Siyanürünüz, kimyasal atığınız sizin olsun, Kaz Dağları bizimdir!
Emperyalist Kanada Türkiye’den defol!