Hapishanelerde salgın fırsatçılığı: Mafyaya ve kadın katillerine şartlı salıverme, muhaliflere gözdağı!
İçeriğindeki adaletsiz hükümlerle günlerdir toplumun gündeminde olan ve infaz yasası dahil pek çok ceza yasasında değişiklik öngören yargı paketi, kamuoyunun yoğun itirazlarına rağmen 3 Nisan Cuma günü meclisin adalet komisyonunda kabul edilmişti. Şimdi ise paket AKP ve MHP’nin sunduğu haliyle meclis genel kurulunda görüşülecek. İnfaz yasasındaki değişiklik ile kimi mahkûmların koşullu salıverilme süreleri düşürülerek, kimilerinin ise özel durumları (yaş, hastalık vb.) nedeniyle koşullu salıverilmeden yararlanma şartları kolaylaştırılarak hapishaneden çıkmaları sağlanacak. Ancak bu düzenlemelerden siyasi mahpuslar faydalanamayacak.
Çeteler dışarı bırakılıyor, muhalifler hapishanede kalıyor
Yasanın mevcut haliyle meclisten geçmesi durumunda, koşullu salıverilme oranı 2/3’ten 1/2'ye düşecek. Siyasi mahpusların durumlarında bir değişiklik olmaksızın koşullu salıverilmeden yararlanabilmeleri için cezalarının 3/4'ünü hapishanede geçirmeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra yasa değişikliğinde dikkat çeken başka bir husus, esasında infaz indirimi dışında bırakılan “terör”, kasten öldürme, özel hayatın gizliliğini ihlal dışında örgütlü suçlardan mahkûm olanların, bir defaya mahsus olmak üzere 3 yıllık denetimli serbestlikten yararlanabilecek olmaları. Yani cezasının bitmesine 3 yıl kalan mafya liderleri, uyuşturucu baronları, kadın cinayeti failleri tez zamanda aramıza karışabilecek. Ancak istibdad rejiminin kendisine muhalif olarak gördüğü ve türlü bahanelerle, delilsiz, gerekçesiz tutsak ederek “terörist” yaftası yapıştırdığı siyasi parti yöneticileri, belediye başkanları, gazeteciler, avukatlar, sanatçılar vb. bu indirimden yararlanamayacak.
Salgın gündeminde de siyasi mahpuslara ayrımcılık!
Yasa değişikliğinin kalıcı maddeleri siyasi mahpuslara ayrımcılığı zaten öngörüyor. Bunun yanı sıra tasarıda yer alan geçici bir madde olan “koronavirüs salgını nedeniyle açık cezaevlerinde bulunanlar ile kapalı cezaevinde bulunup da açık cezaevine ayrılmaya hak kazananların 31 Mayıs 2020'ye kadar izinli sayılması” hükmünden de siyasi mahpuslar yararlanamıyor. Ortada tüm dünyaya hızla yayılan ve çok sayıda ölüme neden olan bir salgın var iken bile istibdad rejimi hapishaneler üzerinden siyasi hesaplaşmasını sürdürüyor, siyasi mahpusları ek bir cezalandırmaya tabi tutuyor ve hatta salgının hapishanelerde yayıldığını göz önüne alırsak onları ölüme mahkûm ediyor.
Salgın fırsatçılığına son verin!
İnfaz yasasında öngörülen ve güya salgın durumundan dolayı hızla meclise gelen değişikliklerin amacı hiçbir şekilde salgının hapishanelerde yayılmasını engellemek değildir. İstibdad rejimi salgın fırsatçılığı yaparak kendi destekçisi olanların, uyuşturucu taciri, mafya ve çete suçluları olsa dahi hapislik ve salıverilme koşullarını daha da kolaylaştırmakta, buna karşın siyasi mahpusları tüm lehe uygulamalardan yoksun bırakarak ve mahpusluk şartlarını daha da ağırlaştırarak onların üzerinden bütün topluma gözdağı vermektedir. Bu niyetlerini de 29 Mart Pazar günü yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik ile açıkça ortaya koymuştur. Nitekim bu yönetmelik de infaz yasasındaki değişikliklerle uyumlu olarak siyasi mahpuslara birçok kısıtlama getirmiş, avukat görüşmelerinin kayıt altına alınabileceğini, infaz erteleme hükümlerinden siyasi mahpusların faydalanamayacağını hüküm altına almıştır. Oysa bugün acilen yapılması gereken hapishaneler üzerinden siyasi hesaplaşmayı bırakmak, salgının hapishanelerde yaratabileceği felaketin önüne geçmektir. Bu amaçla derhal siyasi tutsakların koşulsuz, diğer tutuklu ve hükümlülerin ise gerekli adli kontrol veya infaz erteleme gibi tedbirler uygulanarak salıverilmesi sağlanmalıdır.
60 yaşın üzerinde olan veya kronik hastalığı dolayısıyla yüksek risk grubunda bulunan bütün mahpusların, ister ev hapsi, ister denetimli serbestlik temelinde hapishanelerden çıkartılması gerekir. Bu devletin kendisinin dışarıda koyduğu izolasyon zorunluluğu kuralının mantıksal sonucudur. Bu yüksek risk grubu için dışarıda kanuni izolasyon zorunluluğu vardır. Meclis, bu konuda siyasi tutsaklara istisna getirerek bu risk grubuna izolasyon yasağı koymaktadır. Bu, söz konusu insanları yargısız idama mahkûm etmek demektir. Yarın bu risk grubundan insanlar hayatını yitirdiğinde vebali büyük olacaktır. Hele henüz kesinleşmiş hükmü olmayanlar açısından bu, şu andaki delik deşik olmuş hukuk sisteminin kendi kurallarına göre bile masum sayılan insanların siyasi bir kararla idama mahkûm edilmesi anlamını taşır.
Daha genel olarak hapishanelerin nüfusunun azaltılması esastır. Bugün birçok hapishanede doluluk oranı yüzde yüzün üzerindedir. Buralar hijyen kurallarının uygulanamayacağı, uygulanmadığı yerlerdir. Virüs hapishanelerde yayıldığında kitlesel kıyım yaşanır! Kimseyi yargısız idama mahkûm etmeyin!