Gizli pazarlık kirli pazarlıktır
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson geçtiğimiz ay Türkiye’yi ziyaret etti ve en önemli görüşmeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptı. Ancak bu görüşmede devlet geleneklerine ve diplomatik teamüllere aykırı olarak hiçbir tutanak tutulmadı. Tutanaksız görüşme sadece konuşulanların kamuoyuna açıklanmamasının ötesinde bir gizlilik anlamına geliyor. Hâlihazırda pek çok görüşmenin detayları halktan gizleniyor ve açıklanmıyor. Ancak tutanak tutulmadığında bu, halkın gelecekte de bu görüşmelerin içeriğine ulaşmasının ve gerektiğinde hesap sormasının engellenmesi demek.
Erdoğan Tillerson’a ne dedi?
Tillerson Erdoğan arasındaki görüşmede ne konuşulduğunu bugün evlatlarını cepheye gönderen, savaşın tüm yükünü sırtında taşıyan halk bilmiyor. Belki de bu görüşmeler yüzünden çocuğu ölecek ya da emperyalist planlar için kurşun atacak. Her gün televizyonda ülkeyi idare edenlerin sözlerini bozuk plak gibi dinleyen, propaganda yağmuruna maruz kalan emekçiler, bu kişilerin kapalı kapılar ardında emperyalizmin temsilcilerine ne dediğini bilmiyor!
ABD “tek adam”ı sıkıştırıyor
Erdoğan’ın ve ülkeyi yönetenlerin gizli pazarlıklarından hiçbir zaman halkın menfaatine sonuç çıkmaz. Çünkü emperyalizmin masasında “tek adam” zayıftır. Rahatça kandırılıp, yönlendirilebilir. Gerektiğinde şantaj ve tehditle köşeye sıkıştırılabilir. Emperyalizmin karşısına milletçe ve kardeş milletlerle birlik içinde çıkmadıkça başarı şansı yoktur. Nitekim bakın ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nauert, yapılan gizli görüşmeler için ne diyor: “Bunlar gizli diplomatik görüşmeler. Bakan Tillerson, Amerikalılar ve diğerleri için en iyi sonuçlara gizli görüşmeler yoluyla ulaşabileceğini düşünüyor.” Demek ki gizli görüşmeler devlet idarecilerinin şark kurnazlığı ile halkın çıkarına sonuçlar alacağı bir yer değil, emperyalistlerin en iyi sonuçlara ulaşacağı bir ortamdır.
Gelişmeler pazarlığa dair fikir veriyor
Tutanak yok, açıklama yok! Ama görüşmelerin içeriğini daha sonraki gelişmelerden çıkarmak mümkün. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bu görüşmelerden önce “ya ilişkiler düzelecek ya da tamamen bozulacak” demişti. Tillerson’la beraber basına “ilişkilerin normalleşeceğini” ilan ettiğine göre ilişkilerin düzeleceğini beklemek gerek. İsrail'le normalleşme gibi olacaksa yandık demektir!
Mart ayında ABD ve Türkiye arasında kurulan ortak komisyon toplanıp Suriye’deki ihtilaflı konuları görüşecek. Ancak bu görüşmeden önce Türkiye, ABD’nin istediği adımları atmaya başladı bile. Rus S-400 füzelerinin alternatifi olarak ABD füzeleri tekrar masada. Mınbiç’te ABD ve Türkiye’nin ortak askeri güç bulundurması tartışılıyor. Bu, Türkiye’nin Suriye’de emperyalist işgalin tümden ortağı haline gelmesi demek. Nitekim iktidar yanlısı basın da tam “Esed” yerine “Esad” denmeye başlamışken Türkiye, ABD ile koordinasyon halinde Esad’a karşı tutumunu sertleştirdi. ABD uçakları Deyrezzor’da, TSK topçusu Halep’in kuzeyinde, Suriye ordusunu ve bağlı milisleri vurdu. Türkiye ve ABD, Doğu Guta’da Rusya ve Suriye ordusunun düzenlediği operasyona da ortak olarak karşı çıkıyor.
Halkın kanıyla yazılan tutanaklar yalan söylemez
Tutanak tutmadılar, gizlediler, sakladılar ama Suriye’de ve tüm bölgede, her gün ateş ve ölüm içinde, kardeş halkların kanıyla yazılan tutanaklar ABD ile yapılan pazarlıkların iç yüzü hakkında hiç iyi şeyler söylemiyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2018 tarihli 102. sayısında yayınlanmıştır.