Devlet patlıcan satar mı?
Nereden çıktı şimdi şu “tanzim satış”? İktidar neden buna ihtiyaç duydu? Gıda fiyatlarının yükselişi bu uygulama ile durdurulabilir mi?
1980 askeri darbesinin ardından uygulamaya geçirilen 24 Ocak kararlarıyla birlikte kamuya ait birçok fabrika ve işyerini, “bunlar devlet üzerinde kamburdur, zarar ediyor” propagandası eşliğinde, “devlet köşkerlik yapar mı?” diyerek Sümerbank’ları, “devlet köfte satar mı?” diyerek Et Balık Kurumu'nu, kısacası kamuya ait her birikimi “serbest piyasa”ya bırakma savunusuyla ya satmış ya da kapatmışlardı. Özelleştirme uygulamaları, gümrük duvarları ve tüm korumacı tedbirlerin kaldırılmasıyla birlikte bu birikimler uluslararası sermayenin talanına açıldı. Böylece ülkenin dışa bağımlılığı daha da arttırıldı.
İMF ve Dünya Bankası tarafından hazırlanan ekonomik politikalar, önce Özal, sonra Demirel ve ardı sıra gelen hükümetler eliyle hayata geçirildi. Bugün ise AKP tarafından kararlılıkla uygulanan aynı ekonomik politikalar, esas olarak uluslararası tekellerin ülke pazarı üzerindeki hâkimiyetini pekiştirmeyi ve genişletmeyi hedefliyordu.
Et Balık Kurumu ve Süt Endüstri Kurumu gibi işletmelerin tasfiyesi hayvancılığın, Sümerbank, Çukobirlik, TEKEL gibi kurumların özelleştirilmesi ve tasfiye edilmesi de tarımın bitirilmesini hızlandırdı. Durum bu olunca ülkede hayvancılık ve tarım üretimi azaldı, gıda başta olmak üzere bir çok ürün dışarıdan ithal edilmeye başlandı. Bunun başta gıda ürünleri olmak üzere enflasyonu artıracağı zaten çok açıktı.
Ancak bu işin sonuna gelinmiş görünüyor. Sanayi üretiminin daraldığı, enflasyonun yükseldiği şu dönemde, anlaşılan o ki liberallerin “serbest piyasa”sı hiçbir şeyi düzenleyemiyor, tersine giderek daha da batırıyor. Sermayenin çıkarları için çıkarılan her düzenleme ve her yeni politika kapitalist sistemin yapılanma ihtiyaçlarına yanıt verirken, diğer taraftan toplumsal katmanlarda çözülmelere yol açtı, açıyor. Toplumun birçok kesimi var olan konumlarını yitirmeye, hatta daha fazla sömürüye, açlığa ve işsizliğin pençesine düşmeye başladı.
Şimdi tanzim satış adıyla devlet domates, biber, patlıcan satıyor. Son haberlere göre bakliyat da sırada. Hatta arkasından temizlik maddeleri de gelecekmiş. Her üründe enflasyon giderek artıyor zira. “Tanzim”, yani “düzenleme, düzene sokma”. Serbest piyasa düzenleyemeyince devlet kendi eliyle düzenlemeye çalışıyor. “Tanzim satış”ın bizzat adı bile, yıllardır sürdürülen neoliberal politikaların çöktüğünün, özelleştirme politikalarının kamunun çıkarlarına bütünüyle aykırı olduğunun göstergesinden başka bir şey değildir. Özelleştirme politikalarının ve her şeyi piyasaya bırakmanın sonuçları bundan başka ne olabilirdi ki?
Ancak burada önemli bir noktaya vurgu yapmak gerekir. Gıda enflasyonunu bu türden üç beş yerde kurulan satışlarla engellemek olanaklı değildir. Dolayısıyla buradaki sorun, sadece bu iktidarın yanlış politikaları filan değil, doğrudan doğruya kapitalizmin işleyiş yasaları ile ilintilidir, yani yapısaldır.
Şimdi 1980’li yıllarda “serbest piyasa da piyasa” diye bas bas bağırıp “devlet köfte satar mı?” diyen liberallere soralım: Devlet patlıcan satacak duruma gelmişse, şu serbest piyasanın hiçbir sorunu çözmediğini göremeyecek kadar kör müsünüz?
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2019 tarihli 114. sayısında yayınlanmıştır.