Meslek liseliler artık birleşmelidir
Bu yazımda bahsetmek istediğim konu meslek liselilerin rahatsız olduğu ve itiraz ettiği bir takım sorunlar. Özellikle bir meslek lisesi öğrencisi, tercih ettiği alanın, mesleğin teknik derslerini lise ikinci sınıfta (10.sınıfta) görmeye başlıyor. Bu bir sene sonunda 3.sınıfa geçerken dal tercihi yapması isteniyor. Dal seçildikten sonra teknik ders sayıları artıyor ve gerçekten sırtına büyük bir yük binmeye başlıyor. Şöyle bir örnek vereyim; fen veya diğer anadolu liselerinde öğrenciler 11. sınıfta üniversite sınavına hazırlanırken meslek lisesi öğrencileri okulda atölyelerde normal bir işçiden farklı olmaksızın çalışıyor. İşte her şey burada başlıyor. 11.sınıf bittikten sonra meslek lisesinin anadolu bölümündeki öğrencileri 40 iş günü boyunca staj yapmaları için (zorunlu staj) işletmelere dağıtılıyor. Öğrenciler yine normal bir işçiden farklı olmaksızın başlıyorlar çalışmaya. Bu stajın asıl amacı meslek hayatında okullarda verilmiş olan teknik derslerin bu staj ile pekişip bir kazanım oluşturması.
Öğrenciler de bunu savunuyor. Fakat 40 iş günü boyunca çalışmış oldukları işletmede, işletmeye bir emek sarf etmiş olduklarını savunuyorlar. Bu konuda son derece haklılar. Sonuçta öğrenciler o stajı mesleğini pekiştirmek için yapıyorlar ve bunu yaparken de ister istemez işverene katkıda bulunuyorlar. Hatta bazı büyük işletmelerde üretim bölümünde çalışan stajyer arkadaşlarımızın normal çalışan bir işçiden hiçbir farkı olmadığına birçoğumuz şahit olduk. Staj yapan öğrenciler için devletin bir yasası var. Yasa şudur: “İşveren, staj yapan öğrenciye asgari ücretin 1/3’ünü vermek zorundadır.” Fakat staj yapıp da bu değerin çok altında ücret alan arkadaşlarımızı da gördük. “Staj sonu ücret alacaksın” deyip kandıran ve öğrenciye para vermeyip bir de staj dosyasını imzalamamakla tehdit eden işveren de gördük. Bunun yanı sıra stajyere sigorta yapmayanı da gördük. Bu konu çok ciddiye alınmalıdır. Çünkü ağır sanayi ortamında kaza oranı çok yüksektir. Dünyada her bir dakikada 3 işçi hayatını kaybediyor. Meslek liseliler “bizim hayatımız bir sigortadan, bir çift çelik burunlu ayakkabıdan, bir gözlükten, bir kulak tıkacından vs. daha mı ucuz?” diyerek doğru bir serzenişte bulunmuş oluyor.
Bir diğer önemli konu da çalışma saatleri. Meslek liseli öğrencilerin staj çalışması günde 8 saattir. Fakat bazı işletmeler 8 saati yeterli görmeyip 10-12 saat arasında stajyer öğrenci çalıştırıyor. Patronlar kâr etsin, cebine daha fazla para girsin diye kimse fazladan çalışmak zorunda değildir. Öğrenciler bu durumdan çok rahatsız. Anadolu lisesi öğrencileri o saatlerde üniversiteye hazırlanırken meslek lisesi öğrencilerinin işçi gibi çalışması kötü bir durumdur. Kıyaslamış olduğum iki ayrı lisede okuyan öğrencinin aynı üniversite sınavlarına girmesi de apayrı bir konu. Bizim bir olup bu tarz konuları aşmamız gerekmektedir. Her geçen gün kapitalizm etrafımızı sarıyor. Bizi de içine almaya çalışıyor. Fakat biz buna her zaman karşı çıkacağımıza inanıyoruz. Gün birlik olma günüdür, mücadele günüdür. Yazımı Fidel Castro’nun sevdiğim bir sözü ile bitirmek istiyorum; “Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazıları çıplak ayakla gezmek zorundadır.” Olay tam da bu güzel sözden ibarettir.
Manisa’dan meslek liseli bir öğrenci
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2017 tarihli 92. sayısında yayınlanmıştır.