İşçinin ekonomisi: Ekonominin kalbi teklemeye devam ediyor: Sanayi üretimi yüzde 4 daraldı
Berat Albayrak’ın “en kötüsünü aştık” diyerek çizdiği pembe tablolara rağmen TÜİK rakamları daha da kötüye gittiğimizi gösteriyor. Ekonominin kalbi olan sanayi sektöründe yılın ilk üç ayında pozitif seyreden üretim, Nisan ayında bir kez daha yüzde 1 oranında azaldı. Yıllık bazda ise sanayi üretimi yüzde 4’lük bir gerileme yaşıyor. Üretimin azalması hem fiyatların yükselmesine yol açarak hem de işçilerin gelirlerini düşürerek hayat pahalılığını arttırıyor.
Sanayi üretiminde özellikle orta-yüksek (-3,2) ve yüksek teknoloji (-0,8) ürünlerinin üretimindeki azalma dikkat çekiyor. Türkiye ekonomisi bir kez daha kriz sürecinde işçilerin düşük ücretlerle çalıştığı emek yoğun sektörlere yöneliyor. Diğer sektörlerde de üretimi azaltarak, yasadışı olsa da fiilen ücretsiz izinleri, yarı zamanlı çalışmayı dayatarak, esnek çalışma yöntemlerini uygulayarak işçi ücretlerini ve sosyal hakları aşağı çekmeye çalışıyor.
Patronlar açıkça ekonomik krizi bahane ederek fiili bir yatırım ve üretim grevi yapmaktadır. Üretimi arttırmak için işçilerden daha kötü koşullarda çalışmalarını istemekte, iktidardan ise işçilerin daha ucuza ve daha çok çalışmasını sağlayacak yapısal reformları hayata geçirmesini talep etmektedir.
Dolayısıyla sanayi üretimindeki düşüşe insanların iradesinden bağımsız bir doğa olayı gibi bakamayız. Burada sorun ihtiyaç için değil kâr için üretim yapan kapitalizmdir. Bir sınıf mücadelesi söz konusudur. İşçiler bu mücadelede kendi haklarını, üretimden gelen güçlerini kullanarak koruyabilir. “İşçiler köle gibi çalışmazsa ben üretmem” diyen patrona ise fabrikasının işçi denetiminde kamulaştırılmasıyla cevap verilmelidir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2019 tarihli 118. sayısında yayınlanmıştır.