Devrimci İşçi Partisi Bildirisi: İş kazası değil, katliam! Talepler kabul edilene kadar genel grev! Hükümet istifa!
İş kazası değil, katliam!
Maden işçilerini katledenler hesap verecek!
Hükümet istifa!
Talepler kabul edilene kadar genel grev!
Ölüm sayısını gizlemeyin!
Katliamın nedenlerini ortaya çıkartmak için Bağımsız Soruşturma Komisyonu!
Soma’da fiili sıkıyönetime hayır!
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. patronu ve yöneticileri derhal tutuklansın!
Soma madenleri derhal işçi denetiminde kamulaştırılsın!
Özelleştirmeler derhal durdurulsun! Bütün madenler yeniden kamulaştırılsın! Madenlere özel sektörü sokmayın!
Türkiye’nin emekçileri kan ağlıyor! Yüzlerce evladımızı, kardeşimizi, canımızı sermayenin kâr açlığına kurban verdik. AKP hükümetinin on yıldan uzun bir süredir ısrarla sürdürdüğü özelleştirme, taşeronlaştırma politikaları, işçi sağlığı ve iş güvenliğini görmezlikten gelen yaklaşımı, sendikasızlaştırma politikaları, işçi sınıfının geçmişte kazandığı bütün hak ve mevzileri ayaklar altına alan yönelişi, sonunda meyvelerini verdi: yüzlerce işçi kardeşimiz ekmeğini kazanmak için girdiği yer altına sonsuza kadar gömülecek! Yüreğimiz kan ağlıyor! Başta yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizin aileleri ve yakınları olmak üzere, tüm halkımıza baş sağlığı dileriz.
Bu bir tesadüf değildir, kaderin işi hiç değildir. Olan açıktır: AKP hükümetinin patronları da destan yazmıştır! Bu nasıl bir dönemdir? Koluna sosyetik bir hırsızın rüşveti 700 bin liralık saati takan eski Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, görev başındayken ülke ülke dolaşıp “benim işçim düşük ücrete razıdır, benim işçim hasta olmaz, benim işçim herkesten daha uzun saatler çalışır,” diye Türkiye’yi sermayeye pazarlamak için dil döktü. Yerli olsun, yabancı olsun, bütün sermayedarlar kârlarına zarar verecek her türlü “gereksiz maliyet”ten (!) korundu. Fazla mesai ödenmez, sigorta yapılmaz, taşeron aracılığıyla işgücü parçalanır, ücretler düşürülür, kıdem tazminatı ödenmez, en önemlisi de işçi sağlığı ve iş güvenliği “komisyona havale”! İşte AKP’nin patronlarının yazdığı destan! İşte 10 bin dolarlık milli gelir palavrasının temelleri! Patron kazanır, işçi ölür!
Bu bir kaza değildir! On yılı aşkın süredir gayet planlı ve bilinçli şekilde sürdürülmüş politikaların mantıksal sonucudur. Yani iş cinayetidir. Hem de taammüden cinayet! Türkiye “iş kazası” diye anılan işçi cinayetlerinde Avrupa birincisidir, dünya üçüncüsüdür. Her yıl ortalama bin dolayında işçimizi sermayenin kâr tapınağında kurban veriyoruz. Siz hükümet olarak bu duruma son vermek için parmağınızı kıpırdatmazsanız, buna taammüden cinayet denir! Nitekim Soma’da iş cinayetleri katliama dönüşmüştür.
Yer altı madenlerinde en fazla 7,5 saat çalışma kuralı olduğu halde işçiler 11 saat çalıştıklarını söylemektedir. Madende kaç kişi olduğunun açıklanamamasının başlıca sebebinin kayıtsız olarak çalıştırılan işçiler olduğu ortaya çıkmıştır. Madende göçük altında kalan 15 yaşındaki çocuklarını bekleyen ailelerin anlattıkları katliamın nasıl göz göre göre gerçekleştiğini göstermektedir. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın açıklamasında, söz konusu madende gerekli denetimlerin yapıldığının söylenmiş olması hükümetin bu katliamın üstünün örtülmesinde patronlarla birlikte hareket ettiğine işaret ediyor. Suçu bir-iki mühendis ve ustabaşına yıkmaya kalkışmayın! Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. patronu ve yöneticileri derhal tutuklansın!
Öyleyse, bu kader değildir. İşçi sınıfımız, emekçilerimiz, yoksul köylülerimiz, kentlerdeki yoksul halkımız, ay sonunu zar zor getiren emekliler, kadınlar, gençler, bütün ezilenler, geçtiğimiz yazın halk isyanına katılmış herkes, bugünden tezi yok bu hükümetten ve onun sermayedarların çıkarlarının önünde engel tanımayan politikalarından kurtulmalıyız. Hükümet istifa!
Hükümet suçun delillerini karartmaya çalışıyor, halkın haklı infialini ifade etmesinin önüne geçmek içim Soma’yı sıkıyönetim bölgesine çevirmeye çalışıyor. Ölü sayısı ilk andan itibaren sistematik olarak gizlendi. Hükümet kaynakları düşük sayılarda ısrar ederken Manisa Belediye Başkanı’nın 157 sayısını açıklaması bu büyük yalanın tutmayacağını gösterdi. Bölgedeki işçilerin bildirdiklerine göre ölü sayısı bakan Taner Yıldız'ın açıkladığı 201'den çok daha fazla. Şimdi ölülerimizi gizliyorlar, cesetleri memleketlerine yolluyorlar, gerçekleri halktan gizlemek için her türlü hileye başvuruyorlar. Soma’ya asker sevkiyatı tam hız sürüyor. Suçluların peşini bırakıp halka eziyet yapacaklar. Acılı halkın üzerinden ellerinizi çekin! Soma’da fiili sıkıyönetime hayır! Emek şehitleri büyük bir cenaze töreni ile hep birlikte uğurlanmalıdır!
Katliamın nedenleri ve kayıplarımızın sayısı konusunda hükümet kaynaklarına güvenilemez. İşçi sendikaları, TMMOB’nin ilgili odaları, tabip odaları ve barolardan temsilcilerin de dâhil olduğu bir Bağımsız Soruşturma Komisyonu kurulmalı, bu komisyona her türlü veriye ve bulguya özgürce ulaşma olanakları sağlanmalıdır.
Bütün madencilik sektörü yeniden düzenlenmelidir. Madenlerin güvenliğini sağlayacak bütün tedbirler işçi denetiminde alınmalıdır. Özelleştirmeler derhal durdurulmalıdır. Tüm madenler derhal işçi denetiminde kamulaştırılmalıdır.
Taşeron yasaklanmalıdır! Herkese güvenceli kadro! Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır! Kıdem tazminatına dokunmayın! Özel istihdam büroları tasarısı derhal geri çekilsin.
İşçi köle değildir! Sermayenin uşağı olmayı kabul etmeyen herkes saflara! Bu düzeni değiştirelim! Bizi ölümden ancak işçi sınıfının ve emekçilerin hükümeti korur!
Devrimci İşçi Partisi